Masabaşı iş yapan emeğini satar vücudunu değil!

Sevda Türküsev
Sevda Türküsev

“Masabaşı iş yapan da bedenini satıyor”. Yanlış duymadınız; bunu söyleyen, OnlyFans denen platformda vücudunu pazarlayan ve satan Merve Taşkın adındaki kişi.

Yaptıkları işin ne kadar kötü ve çirkin olduğunu aslında biliyorlar. Vücudunu pazarlamanın ve satmanın psikolojik olarak kendilerini bitirdiğini iddia ediyorum.

Ve istedikleri parayı kazanınca da bu kirli geçmişlerini temizlemek için kalkıp bir televizyon programında, “Masabaşında iş yapan da bedenini satıyor” diyerek helal yolla para kazananları kendi seviyelerine indirmeye çalışıyorlar.

Tabii ki hiç alakası yok, masabaşında veya herhangi bir yerde helali ile para kazananlar namusuyla para kazanmış oluyor.

Ama bir sosyal medya platformunda bile isteye kendi vücudunu pazarlayıp para kazananlar, iyi insan olmuyorlar.

Ama tabii bunların da bir suçu yok; ciddi ciddi insanlar, televizyon kanallarında programlara bunları davet edip, sanki bir başarı hikayeleri varmış gibi topluma lanse ettiler.

Özellikle genç kızlar, bu programları seyrederken sanki yokluktan gelmiş ve bir şeylere sahip olabilmek için alın teriyle helaliyle namusuyla para kazanmışlar gibi bunları sunmaya başladılar.

Bakın iddia ediyorum; o kadar çok genç kız var ki ailelerin haberi olmadan eskortluk yapıyorlar. Ha ona eskortluk demiyorlar; istediğimiz şeyleri alabilmek için para kazanıyoruz diyorlar.

Bu ürkütücü gerçeği gözler önüne sermek istedim. Biliyorsunuz Kızılcık Şerbeti‘nin senaristi kadın da birçok genç kızın bu şekilde bedenini satmasını, eğlenceli bir aktivite gibi anlatmıştı ve çok normal görüyordu. Şimdi bu Merve Keskin, istediği parayı kazandı ve kısa bir süre sonra artık kapatacakmış o platformu ve normal bir hayata geçecekmiş.

Zavallı kız çok da bedel ödemiş. Yani vücudunu satıp, para kazanmanın bedelini ödemiş ve Türkiye’de evlenip çoluk çocuk sahibi olamayacakmış. Bir sürü para kazanmış, gidip yurt dışında yaşasın! Bakın bunları size anlatmamın sebebi ne biliyor musunuz; gerçekten durum içler acısı. Modernlik ve özgürlük adına önce kadın kimliği üzerinde bir erozyon oluşturdular ve ondan sonra klasik bir terim ama “namus” kavramını veya “kendini korumak” kavramını ortadan kaldırdılar. Genç kızlar ve kadınların serbest cinsel hayatını o kadar çok yaygınlaştırdılar ki; otomatik olarak korunma içgüdüsü ortadan kalktı. Kadınlar veya erkekler zinadan kendilerini korumalılar. Toplumsal olarak bu namus kavramı üzerinden kadınların üzerine çok daha fazla yüklenilmişti ve yanlıştı çünkü namus kavramı kadın ve erkek için de aynıdır. Fakat belki de baskı dediğimiz şeyler bizi çok şeyden koruyordu. Namus kadına özgü değer değildir, erkekle birlikte kadının da kurması gereken değerleridir. Fakat özgürlük, sözüm ona medeniyet, kültür adı altında çok cahil bir kitle oluştu. Önce kadının bedeni üzerindeki mahremiyeti yok edildi; daha sonra “cinsellik”, arkadaşımla bir kahve içtim kıvamına indirildi. Ve işte bu erozyona uğramış kadınlar ve genç kızlar, şimdilerde istediklerini elde etmek için ya zengin, yaşlı, güzel, çirkin demeden bir erkekle birlikte olup, bunlara sahip olmaya çalışıyor. Ya da para karşılığında eskortluk yapıyorlar. Çoğu genç kızın ailesinin bundan haberi yok. Çoğu genç kız da normal bir işte çalışıyor; gündüz işine gidip geliyor, geceleri haftada bir-iki defa para karşılığında gidip tanımadığı erkeklerle birlikte oluyor. VIP servis olanlar var veya sıradan olanlar var. Güzelim kızlar ziyan olmuş adeta bir robota dönmüş ve her şeyin ucu, maddi olarak istediklerine sahip olabilme ve zengin bir hayata dayanıyor. Eskiden bilirsiniz geneleve ve pavyona düşürülen kadınların acı hikayelerini izlerdik. Şimdiyse zengin olabilmek için bile isteye isteyerek fuhuş yapan ve bundan da rahatsız olmayan rezil hikayelerin fosforlu gösterilme haline şahit oluyoruz.

Sakın bana kimse abartıyorsun demesin; lütfen lüks semtlere ve lüks AVM’lere gidin ve etrafa şöyle bir bakın. Amerika’yı yeniden keşfetmiyoruz, bazı şeyler o kadar bariz ki.

Ve işin garibi bu normal hayatta bir iş yerinde çalışıp, normal bir aileden olan genç kızlar veya daha yetişkin kadınlar, bu işin duyulmasından hiç rahatsız değiller. Bir genç kızla böyle rastlaşmıştım, dayanamadım sordum; “Evet ama ben kötü bir şey yapmıyorum, canım istediğinde gidiyorum.” dedi. Yani “zorlama yoksa sorun da yok” mantığına geliyorlar. “Peki dedim hayattan ne bekliyorsun?” dediğimde bana, “Ben VIP yapıyorum bu işi ve bir gün zengin birini oltama takacağım ve onunla evleneceğim” dedi. Olmaz diyemem çünkü maalesef erkeklerimiz de bu konuda zayıflar. Bakın eskiden Türk filmlerinde vardı; kadın geneleve düşmüş, adam geneleve gittiğinde aşık olur, kadın işi bırakıp namusuyla hayatına devam ederdi. Bu öyle bir şey değil. Burada bile isteye kendi bedenlerini satıp yani fuhuş yapıp ve bunun içinden zengin birisini ağlarına düşürüp evlenip sözüm ona namusuyla bir hayat planı yapanlar var. Çok acı! Geçmişteki zaten acıydı ama bu da o çürüme dediğimiz değerlerin bu kadar sıfırlanmasının çok acı bir tablosu!

Ne yapacağız?

Vallahi ben de bilemiyorum. Tek yapılacak şeyin; dönüp dolaşıp aile içinde çocuğa öncelikle inançları, hara ve helali, değer yargıları, tatmin duyguları öğretilmesi kısmına geliyorsunuz!

Ben ailelere şunu tavsiye ediyorum: Özellikle genç kızlarınız kıyafetleri, üstü başı, makyajı, gittiği geldiği yerler değişiyorsa dikkat edin.

Kızlarınız bir yerde çalışıyorsa çalıştığı yerde aldığı maaşla harcamaları birbirini tutmuyorsa dikkat edin. İş yeri kendisine bir araç vermiş olabilir ama gerçekten o aracı vermiş mi iyi araştırın. Kızlarınız gece sık sık arkadaşında kalıyor diye evden çıkıyorsa takip edin. Pahalı ve markalı ürünler giymeye başladıysa bunların hepsinin hediye olamayacağını anlayın. Veya bu kadar pahalı ve markalı ürünleri kim kime hediye eder diye ayrıca bir araştırın.

Evet; bu çok büyük bir tehlike ama kimine göre “Benim bedenim benim kararım!”

İşte bizim yıllardır eleştirdiğimiz ve üstünde durduğumuz konular yavaş yavaş alttan alttan bir yozlaşma yapınca neticede bu sonuçlar da ortaya çıkmaya başladı. Maddiyatın maneviyattan öne sürüldüğü ve her şeyin parayla ölçüldüğü bir ortamda işte böyle her şeyini satmaktan çekinmezler.