O cadılar sizi kovalasın
Evet: yine bir “Cadılar Bayramı” hengâmesidir başladı. Bir kesim var; deli gibi Cadılar Bayramı’nı kutluyorlar. Zaten kılık kıyafetlere ve girdikleri hallere baktığınızda ya deli gibi ya da cadı gibi oluyorlar.
Okullarda da yani bazı özel okullarda da hala bu Cadılar Bayramı etkinliği devam ediyor. Anne ve babalar, çocuklarına o korkunç kıyafetleri giydirip, kapı kapı dolaşıp şeker toplamalarına nasıl müsaade ediyorlar anlamış değilim.
Ayrıca kendi kültürüne bu kadar yabancı kalıp, yabancı kültürlerin saçmalıklarına dahi özenecek kadar bir ezikliği de anlamak mümkün değil. On tane çocuk takke takıp, cübbe giyip “Biz hafız olduk” diye kapı kapı dolaşıp yürüyüş yapsalar, ortalığı ayağa kaldırırlar ama böyle korkunç kıyafetleri giyip sokaklarda dolaşmayı bir şey zannediyorlar. O da üstüne yetmemiş gibi Eskişehir’de Cadılar Bayramı kostümleri ile sokakta dolaşan 3 kişi, bira kasaları ile “haç” yapmışlar. Bu üç kişi gözaltına alındı ama ne olacak, tabii ki hiçbir şey olmayacak. Medeniyet adı altında medeniyeti taşıdığımız ülkelerdeki gayri medeniyet çerçevesi içindeki bu akımları sahiplenenlerle daha çok uğraşacağız. Zaten artık medeniyet, adeta medeniyetsiz her şey ile doldurup sunuluyor demek yanlış olmaz!
Tabii bu dünkü mevzu değil, 100 yıl evvelinden buraya kadar gelen sürede insanları inançtan uzaklaştırıp akabinde kültüründen uzaklaştırıp yaşatılan benimsetilen bir eziklik. Asıl beni üzen hadi bir kesin böyle de muhafazakar diye nitelendirdiğimiz kesim de bu özentileri çok seviyor. Bazıları da diyor ki 20 yıldır AK Parti hükümeti iktidar, bunların tek sebebi iktidarmış gibi konuşuyorlar. Vallahi 20 yıl önce sosyal medya yoktu. Bence AK Parti’nin şansızlığı da dijital mecraların ve bu platformların açılmasına denk gelmesi oldu. Çok daha eskilere dönün; bundan 20 yıl önce, bu sosyal medyanın veya 40 yıl önce bu sosyal medyanın böyle aktif ve etkin olduğunu düşünün. Herkesin önünde bir telefon bu saçmalıkların yaydığını düşünün. O zaman toplum bugünkünden çok da aşağı kalır bir durumda olmazdı. Ben üstüne basa basa diyorum; aile içi eğitim ve inanç eğitimi. Çok eski yıllarda da o devrin kendi kriterlerine göre bir sürü kötülük vardı ama aile yapısı bu kadar yozlaşmadığı için yozlaştıracak özellikle kitle iletişim araçları olmadığı için o aile, içindeki disiplin ve otorite kötülüklerin de fazlalaşmaması için muazzam bir koruma kalkan oluyordu. Şimdi gerçekten zor çünkü adım başı kitle iletişim araçlarının sosyal medyadan karşımıza çıktığı dönemdeyiz. Bu sebeple “aile olma” kavramı çok daha fazla önem kazandı. Kültürel ve inanç ve yozlaşmasının önüne geçersek ancak bu sorunlarla baş edebiliriz.
İnsanlar, tanınmak veya ünlü olmak adına zaten hemen hemen mahremiyet duygusunu yok ettiler.
Sonrada işte böyle “Cadılar Bayramı” gibi bayramlarla caddeye bira şişelerinden haç yapacak kadar şuursuzlarla karşılaşabiliyoruz.
Korkarım yakında birileri çıkıp “Batı ülkelerinin bağımsızlık günlerini resmi tatil ilan edin” derse şaşırmayacağım. Veya birileri çıkıp “Cuma namazları pazar günü kılınsın” derse şaşırmayacağım.
Kendi kutsallarından uzaklaşıp, başka kutsallara özenti ve muazzam büyük bir saygıyla eğiliyorlar. Kimileri de diyor ki “Aman ne olacak çocuklar eğleniyor”. Tabii canım sen öyle zannet; çocuklar eğlenirken kendilerinden uzaklaşıyorlar sonra da saçmalıyorlar. Cadılar Bayramı bitecek, sonra yılbaşı kutlamaları ve Noel Baba devreye girecek. Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı tatil havasına sokulmuş ülkemde, farklı kültürlerin kutlamaları büyük bir coşkuyla kutlanıyor.
Sorun tabak gibi ortada da gören yok. Vallahi onu bunu bilmem ama bunlara prim verenler; Allah hayırlı uzun ömür versin, öldüklerinde arkalarından Fatiha ve İhlas okuyacak düzeyde dahi bilgisi olmayan evlatları miras olarak bırakacaklar. Tabii ki ülkede özgürlük var, herkes istediğini yapıyor ama mesele o değil!
Mesele; kazandığımız sandığımız şeylerin kendimizde yok ettikleri ve kaybettirdikleri!
Artık anlayana!