- Belçika gazetesi Le Soir, İsrail Adalet Bakanlığı bünyesindeki Özel Uluslararası İşler Dairesi'nin uluslararası davalara müdahale ettiğini iddia eden bir araştırma yayımladı.
- Bu birimin, İsrail siyasetçi ve askerlerine yönelik davaları kapatma veya geciktirmeye çalıştığı, ayrıca bu faaliyetlerin Binyamin Netanyahu hükümeti döneminde desteklendiği belirtildi.
- Araştırma, İsrail'in bazı davalarda gizlice yer aldığı ve özel şirketler aracılığıyla birçok dava sürecine etki ettiğini öne sürdü.
Belçika’nın yüksek tirajlı gazetelerinden Le Soir, “İsrail Dosyaları” başlığıyla yayımladığı kapsamlı haberinde, İsrail Adalet Bakanlığı bünyesindeki Özel Uluslararası İşler Dairesi’nin faaliyetlerini mercek altına aldı. Araştırmanın, Avrupa Araştırmacı İşbirlikleri (EIC) ağına bağlı 7 medya kuruluşu ve Dağıtılmış Sırların Reddi (DDoS) adlı kar amacı gütmeyen platformla iş birliği içinde yürütüldüğü belirtildi.
Haberde, sızdırıldığı öne sürülen gizli ve sınıflandırılmış belgelere dayanılarak, söz konusu birimin “hukuk savaşı” (lawfare) kapsamında uluslararası davalara müdahale ettiği iddia edildi.
2010'DAN BU YANA KOORDİNELİ ÇALIŞMA İDDİASI
Araştırmaya göre, 2010 yılında kurulan Özel Uluslararası İşler Dairesi; İsrail ordusu, istihbarat servisleri, sivil idare ve çeşitli bakanlıklarla yakın koordinasyon içinde faaliyet gösteriyor. Stratejinin, Binyamin Netanyahu hükümeti döneminde şekillendiği ve bu amaçla on milyonlarca avroluk bütçenin ayrıldığı öne sürüldü.
Belgelerde, birimin İsrail devleti ve üst düzey yetkilileri hedef alan savaş suçu, insan hakları ihlali ve evrensel yargı yetkisine dayalı davaların kapatılması, düşürülmesi veya ertelenmesi için aktif rol oynadığı iddia edildi.

"HUKUK SAVAŞI" VURGUSU
2020 tarihli ve “gizli” ibareli bir kurum içi belgede, dairenin İsrail’in “hukuk savaşıyla” mücadelesinde “geri dönülmez bir dönüşüm sağladığı” ifade edildi. Aynı belgede, dünya genelinde İsrail ve üst düzey yetkililer aleyhine açılan onlarca ceza ve hukuk davasının bu çalışmalar sayesinde sonuçsuz kaldığı ileri sürüldü.
ÖZEL ŞİRKETLER ÜZERİNDEN GİZLİ DESTEK İDDİASI
Araştırmada, İsrail devletinin bazı davalarda doğrudan görünmeden, özel şirketlerin arkasında gizlice yer aldığı da öne sürüldü. Haberde, Batı Şeria’daki faaliyetler veya İsrail ordusuyla bağlantılı olduğu belirtilen bazı şirketlerle ilgili davalarda, İsrail’in rolünün bilinçli şekilde gizlendiği iddia edildi.
Buna örnek olarak, Hollanda’da askeri amaçlı köpek satan bir şirket hakkında açılan davada, avukatlık masraflarının İsrail tarafından karşılandığı ve gizli bir tazminat anlaşması yapıldığı ileri sürüldü. Benzer şekilde, Batı Şeria’daki ayrım duvarının inşasında yer aldığı belirtilen Hollandalı Riwal şirketiyle ilgili davanın düşürülmesi için gizli lobi faaliyetleri yürütüldüğü iddia edildi.

BDS DAVALARINA MÜDAHALE
Haberde ayrıca, Fransa’da Boykot, Yatırımların Geri Çekilmesi ve Yaptırımlar (BDS) hareketine mensup aktivistlere yönelik yargı süreçlerinde de Özel Uluslararası İşler Dairesi’nin etkili olduğu öne sürüldü.
UCM, YAKINDAN İZLENİYOR
Araştırmada, son 20 yılda İsrailli siyasetçi ve askerlere yönelik uluslararası hukuki girişimlerin arttığına dikkat çekildi. 2001 yılında eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron hakkında Sabra ve Şatila katliamlarıyla bağlantılı olarak yapılan başvurulara da değinildi.
Ancak bu tür girişimlerin, büyük ölçüde söz konusu dairenin faaliyetleri sayesinde “nadiren mahkûmiyetle sonuçlandığı” ileri sürüldü. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) 2021 yılında Gazze ve Batı Şeria’daki olası savaş suçlarına ilişkin soruşturma başlatmasının ardından, bu gizli birimin sürece yönelik hazırlıklar yaptığı iddia edildi.

TUTUKLANMA RİSKİNE KARŞI SEYAHAT PLANLARI
Haberde, dairenin temel faaliyetlerinden birinin de İsrailli yetkililerin yurt dışına seyahatlerinde tutuklanma veya sorgulanma risklerini değerlendirmek olduğu belirtildi. Araştırmaya göre, daha önce kamuoyuna yansımayan bazı durumlarda, üst düzey siyasi figürlerin Avrupa ülkelerine yapacakları ziyaretleri bu riskler nedeniyle iptal ettiği öne sürüldü.
İSRAİL'DEN YANIT GELMEDİ
Le Soir, haber kapsamında İsrail Adalet Bakanlığı ile iletişime geçildiğini ancak yöneltilen sorulara herhangi bir yanıt verilmediğini bildirdi. Araştırmada yer alan iddialar, uluslararası hukuk ve diplomasi çevrelerinde yeni tartışmaların fitilini ateşledi.