Cevdet Yılmaz: Düzensiz göçle mücadele sürüyor

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Suriye'den zorunlu göç edenlerin siyaseten istismar edildiğini, bunu istismar edenlerin de çok olduğunu, düzensiz göçle mücadelenin sürdüğünü ancak düzenli göçe de halen ihtiyaç bulunduğunu dile getirdi.

  • Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Türkiye'de göç politikalarını değerlendirirken, düzensiz göçle mücadelenin sürdüğünü ve düzenli göçe ihtiyaç olduğunu belirtti.
  • Beyin göçünün doğru algı ve koşullarla ilgili bir mesele olduğunu vurgulayan Yılmaz, sosyal medyada yanlış bir imaj oluşturulduğunu ve gençlerin yurt dışında ciddi hayal kırıklıkları yaşadığını ifade etti.
  • Yılmaz ayrıca Aile ve Gençlik Fonu'nda sağlanan kredi desteğini artırmayı planladıklarını ve Türkiye'nin genç nüfus oranının düşeceğine dikkat çekti.

Sosyal Panorama 2025 “Türkiye'de Değişen Nüfus ve Ailenin Geleceği” Sempozyumu'nda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Suriye'de yeni dönemin başlamasıyla birlikte 560 bin Suriyeli'nin geri döndüğünü ifade etti.

Cevdet Yılmaz sempozyumda, "Nüfus sadece niceliksel değil niteliksel olarak da güçlenmeli" diyerek, Suriye'den göç, düzensiz göç, beyin göçü ve nüfus politikalarını aktardı.

Yılmaz'ın konuşmasından öne çıkanlar:

Düzensiz göçle mücadele sürüyor. Düzenli göç meselesini sağlamamız gerekmektedir. Mesleki Eğitim ve Güçlendirme Eğitiminin prestijini artırmak zorundayız. Düzensiz göçe tepkiden dolayı bu konuyu konuşamıyorduk ama ancak düzenli göçle ilgili artık bunu konuşmamız lazım.

Suriye'den zorunlu göç edenlerin siyaseten istismar edenler çok. Bir devrim yaşandı, şu anda eski yaptığımız fedakarlığın faydalarını görmüş olacağız. Türkçe öğrenmiş milyonlarca Suriyeli var. 8 Aralık devriminden bugüne 560 bin Suriyeli kardeşimiz geri döndü. Türkiye burada çok büyük bir imtihan verdi ve alnımızın akıyla bu imtihandan çıktık. Suriye istikrarını kuvvetlendirdikçe, refahını artırdıkça tüm bölgenin refahına da bunun katkı sunduğunu görmüş olacağız

Bir miktar daha düzenli göçe ihtiyacımız var. Bunun kayıtlı ve sistemli, düzenli bir şekilde, ihtiyaç duyulan alanları belirleyerek yapmak lazım. Öncelik Türkiye’deki iş gücünde. Evde çocuk ve yaşlı bakımıyla ilgili alanlarda çalışacak iş gücü yurt içinden karşılanamazsa dışardan destek alınması gerekecek.

Aranan iş gücü Özbekistan’dan mı gelsin başka yerden mi gelsin? Hangisi Türkiye’nin toplumsal yapısına daha uygun? Bunlara bilinçli şekilde karar vermemiz gerekiyor.

BEYİN GÖÇÜ YAPACAKLARIN HAYAL KIRIKLIĞI

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, beyin göçünde sosyal medyadan özendirildiği bir durumun olmadığını, eğitimli gençlerin yurt dışında kendi işlerini yapamadığını o yüzden gençlerin kesin göç yapmadan önce deneyim yaşamalarını önerdiklerini belirtti.

Yılmaz, beyin göçünün biraz ortam, biraz da algı meselesi olduğuna dikkati çekerek, "Oradaki şartların romantik bir şekilde, gerçeklikle örtüşmeyen şekilde gençlerimize aktarılması ciddi sorun. Birçoğunun da ben, gidince ciddi hayal kırıklıklarıyla karşı karşıya kaldıklarını biliyorum. Aynı niteliklerde Türkiye'de çok daha olumlu, önemli işler yapabilecekken gidip New York'ta taksi şoförlüğü yapanlar var. Sosyal medyada oluşturulan bu imajı da kırmamız lazım." diye konuştu.

"KREDİ DESTEĞİ ARTACAK"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Aile ve Gençlik Fonu'nda sağlanan kredi desteğini 2026 yılı Ocak ayı itibarıyla artıracaklarını belirterek, "18-25 yaş aralığında olanlara 250 bin liraya çıkaracağız, 26-29 yaş aralığında olanlara da 200 bin liraya çıkaracağız." dedi.

TÜRKİYE'NİN DOĞURGANLIK HIZI

Yılmaz, yıllara göre doğurganlık hızından da örnekler vererek, şunları söyledi:

Bazı Avrupa ülkelerinden de daha geriye gitmiş durumdayız. Burada kritik bir eşik var, doğurganlık hızı 2,1 olursa nüfus durağan kalıyor, değişmiyor. Bu eşiğin altına düştüğünüz zaman belli bir süre sonra nüfusunuz azalmaya başlıyor. Biz bu oranı yeniden 2,1'in üzerine taşıyamazsak, maalesef bir süre sonra nüfusumuz gerilemeye başlayacak. 2050, 2100 projeksiyonları var, oralarda bugünkü nüfusumuzun gerisine düştüğünü görüyoruz, Türkiye'nin çok daha düşük nüfusa doğru gittiğini görüyoruz bu oranlar değişmezse. 1,48 tarihimizin en düşük değeri, tüm çabamız bunu yukarıya çekmek. Bunlar 1-2 yılda değişecek rakamlar değil. Dolayısıyla Türkiye'nin bu konuyla önümüzdeki on yıllar boyunca yakından ilgilenmesi gerekiyor.

"YAŞLI NÜFUS ARTIYOR"

Yaşlı nüfusun arttığını, 2000 yılında 24,8 olan ortalama yaşın 2024'te 34,4'e yükseldiğini kaydeden Yılmaz, toplam nüfusun her yıl 3-4 ay yaşlandığını ve ilden ile de değişiklik gösterdiğini kaydetti.

"TÜRKİYE EN YAŞLI ÜLKELER KATEGORİSİNDE"

Yılmaz, Türkiye'nin en yaşlı ülkeler kategorisine girdiğini hatırlatarak, verilerin 20 yıl içinde toplumun genç nüfus oranının yüzde 10 seviyesine düşeceğini gösterdiğini aktardı.