İBB'ye yönelik soruşturmalar ve Ekrem İmamoğlu'nun yolsuzluktan tutuklanmasıyla başlayan süreç, muhalefetin boykot başlatmasına evrildi.
Saraçhane Meydanı'nda günlerce süren sokak olaylarından sonra CHP, bir boykot listesi açıkladı ve muhalefeti boykota çağırdı.
Boykot listesinin en üst sıralarında ise medyanın büyük çoğunluğu yer alıyor.
ALTUN'DAN SERT TEPKİ
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, CHP'nin sosyal medya hesaplarından bazı televizyon kanalları için boykot çağrısı yapılmasına tepki gösterdi.
"EN BÜYÜK ARZUSU KENDİ KONTROLÜNDE BİR MEDYA"
Fahrettin Altun, "Ana muhalefet partisinin en büyük arzularından birinin de tek tip, renksiz, sadece kendi fanusunda, kendi kontrolünde bir medya olduğunu gayet iyi biliyoruz" dedi.
"BU ANLAYIŞTAN GERİ DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUZ"
Altun, "CHP’yi, on yıllardır sahip olduğu ancak bir faydasını görmemesine rağmen ısrarla vazgeçmediği milletin iradesini yok sayma anlayışından bir an evvel geri dönmeye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

"BU YAKLAŞIMIN SEÇMEN TARAFINDAN REDDEDİLECEĞİNE İNANIYORUZ"
Dünya gündeminin savaşlar ve jeopolitik çekişmeler gibi çok önemli meselelerle meşgul olduğunu anımsatan Altun, şunları kaydetti:
Ana muhalefet partisinin gündemi yine jakobenizm, yine ayrımcılık. Farklı seslerin, fikirlerin ve yorumların varlığına olan tahammülsüzlüğünü yine gözler önüne seren CHP, üyelerine ve seçmenlerine yerli ve milli yayın politikalarıyla gerçekleri milletimize aktaran medya kuruluşlarını boykot etme dayatmasında bulunuyor. İfade hürriyetine, basın özgürlüğüne yönelik takındığı bu baskıcı ve ilkel tavrın örneklerini daha önce de yüzlerce kez gösteren ana muhalefet partisinin en büyük arzularından birinin de tek tip, renksiz, sadece kendi fanusunda, kendi kontrolünde bir medya olduğunu gayet iyi biliyoruz. 'Bunu izlemeyeceksiniz', 'Buralara uğramayacaksınız' yaklaşımının, en başta bu habis zihniyetin baskı altına almak istediği seçmen tarafından reddedileceğine inanıyoruz.
"HAKİKAT PEŞİNDE KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"
CHP'yi, on yıllardır sahip olduğu ancak bir faydasını görmemesine rağmen ısrarla vazgeçmediği milletin iradesini yok sayma, özgürlüklere ket vurma alışkanlığından ve anlayışından bir an evvel geri dönmeye çağırıyoruz. Türkiye'nin birliğe ve bütünlüğe hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğu böylesine dönemlerde mümkün olan en makul çerçevede, en ortak paydada buluşmamıza herkesin katkı vermesi gerektiğini düşünüyor, ayrımcılığın, tepeden inmeciliğin, nefretin siyasi organizasyon ve kişilerce körüklenmemesini istiyoruz. Fikri, yaklaşımı ve siyasi eğilimi ne olursa olsun, ülke menfaatini her şeyin üzerinde tutan, doğruyu ve gerçeği yansıtan, hakikatten başka hiçbir şeyin peşinde koşmayan medya kuruluşlarımızın çalışmalarını baskı altında kalmaksızın sürdürebilmeleri için Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak çalışmaya devam edeceğiz.