Vefatının 10. yılında Süleyman Demirel ve Türk medyası
Türk siyasi tarihinin gördüğü en önemli şahsiyetlerden biri Süleyman Demirel, 17 Haziran 2015 günü vefat etmişti. Yani 10 yıl önce dün. 1 Kasım 2024’te de tam 100 yaşında olacaktı Demirel, eğer yaşasaydı.
***
Daha önce Ensonhaber’deki köşemde Demirel’in 10. vefat yılı münasebetiyle bir yazı kaleme almıştım. Onu da okumanızı tavsiye ederim.
***
Bana göre hem Demirel’in 100. yaş günü etkinlikleri hem de vefatının 10. yılı ile ilgili yapılanlar çok sönüktü. Etkinlikleri kamuoyu doğru düzgün duymadı bile.
***
Oysa Demirel, hepimize ders niteliğinde hayatı olmuş, 1965’ten 2000 senesine kadar Türk siyasi hayatına tam 35 sene boyunca damga vurmuş bir adam. Çok büyük bir siyasetçi.
***
Süleyman Demirel'in vefat ettiği günden itibaren 2015 senesinde Babıali kökeninden gelme Türk basın mensuplarınca yazılanları ve söylenenleri hatırlıyorum. O zaman tam 7 Haziran 2015 sonrası dönemdi ve Demirel hakkında çok yazı çıkmıştı.
***
Babıali basın geleneğinin hilekar ve ikiyüzlü doğasının bir türlü değişmediğini, 2015’te bir kez daha görmüştüm.
***
Hep riyakarlık ve her zaman sahtekarlık Türk basın tarihinin özetidir. 2025 senesinde de aslında değişen bir durum yok.
***
Babıali geleneği, gerçekten Necip Fazıl'ın dediği gibi lağımların kalemlerden aktığı iğrenç bir gelenektir.
***
Hayattayken Süleyman Demirel'in Adnan Menderes ile aynı akıbeti yaşaması için azami gayret göstermiş Babıali kaşalotları, 2015 ortamında Demirelci olup Demirel'i Tayyip Erdoğan'a örnek gösteriyorlardı.
***
Aynısını Özal üzerinden de çok yaptılar oysa Özal'ın darbeyle devrilmesi için de ellerinden geleni ardına koymamıştı Babıali kaşalotları.
***
Her zaman Demirel'e gönülden bağlı olmuş ve halen hayatta olup Sabah gazetesinde yazmaya devam eden Yavuz Donat çok daha fazlasını hatırlıyordur ama benim sadece basın tarihini okuyarak gördüğüm Demirel'e yapılan şerefsizlik örnekleri bile Babıali'nin ne rezil bir ortam olduğunu kanıtlar vaziyette.
***
Rahmetli Süleyman Demirel iki defa askeri darbeyle devrilirken bu alçak darbelerin zeminini hazırlayan Türk medya ortamıdır.
***
Meşhur Babıali imparatoru Erol Simavi, gururla orduyu darbelere basının hazırladığını ve bu yüzden basının büyük harfle BİRİNCİ KUVVET olduğunu hep söyleyen biriydi.
Simavi bu rezil durumla hep övünürdü.
***
Bu bağlamda rahmetli Süleyman Demirel de kendi ve ailesi aleyhindeki yayınlara karşı Babıali kaşalotlarının yazdığı gibi hoşgörülü bir adam falan değildi.
***
Özellikle 1969-71 arası basın imparatoru Haldun Simavi ile çok sert kavga etti Süleyman Demirel.
***
Elinde ne güç varsa Haldun Simavi medyasını bitirebilmek için kullandı. Hatta o dönem Haldun Simavi'nin adamı olan ve halen hayatta olan Sözcü gazetesi yazarı Rahmi Turan gibi dönemin meşhur gazetecilerini tutuklattı Demirel.
***
Fakat bu kavgayı arkasında gerçek devlet iktidarı olan Haldun Simavi kazandı, sonunda 12 Mart 1971 geldi ve Demirel askeri darbeyle indirildi.
***
O dönem Türkiyesi'nde Erol ve Haldun Simavi kardeşler, yüzde 53 ile Başbakan olmuş Demirel ve Adalet Partisi'nden çok çok daha güçlüydü.
***
Erol Simavi'nin deyimiyle BİRİNCİ KUVVET olan ve orduyu darbelere hazırlayan medya, kaçıncı kuvvet olduğu belli bile olmayan Demirel gibi Başbakanları hep ezdi ve yendi.
***
Yenilmiş siyasetçilerin medya karşısındaki ezikliğini basın özgürlüğüne saygı diye takdim eden Babıali kaşalotlarına sakın inanmayın.
***
Bu gazeteci türü metaforik anlamda değil gerçek anlamda ispermeçet balinaları yani kaşalotlar gibidir.
***
Zinde güçler tüm siyasi hayatı boyunca Demirel'e karşı hep galip geldi.
***
Demirel zaten hiçbir zaman güçlü bir Başbakan olamadı. Her zaman askeri vesayetin gölgesi Demirel'i ezdi ve sonunda kendine benzetti.
***
***
Askeri vesayetle kol kola olan Babıali medyası her zaman Demirel'den daha güçlüydü.
***
Demokratik yolla seçilmiş Demirel hükümetlerinin bakanları sırtını zinde güçlere dayamış Türk basın mensuplarından çok daha güçsüz ve aciz durumdaydı.