İklimlendirme dünyasında çığır açan bir gelişme yaşandı! Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da faaliyet gösteren bir araştırma grubu, geleneksel klimalarda kullanılan çevreye zararlı gazları tamamen devre dışı bırakan yenilikçi bir soğutma sistemi geliştirdi.
Bu yeni teknoloji, sadece evleri ve ofisleri değil, aynı zamanda geleceğin enerji politikalarını da kökten değiştirebilir.
Yeni sistemin temelinde “elastokalorik etki” adı verilen bir fiziksel süreç yatıyor. Nikel ve titanyum alaşımından oluşan özel metaller, mekanik olarak büküldüğünde veya sıkıştırıldığında ısıyı dışarı atıyor ya da emiyor. Böylece soğutma işlemi gazsız, sessiz ve çok daha sürdürülebilir bir şekilde gerçekleşiyor.

Araştırmacılara göre, bu teknoloji geleneksel klimalara kıyasla daha az enerji tüketiyor ve sera gazı salınımını sıfıra indiriyor. Yakın gelecekte bu sistemin buzdolaplarında, otomobillerde ve büyük soğutma tesislerinde de kullanılabileceği düşünülüyor.
ZEHİRLİ GAZ SALINIMI OLMAYACAK
Klasik klimalar ve soğutucular, genellikle sera etkisine neden olan gazlarla çalışıyor. Ancak Sloven bilim insanlarının geliştirdiği bu yenilikçi sistem, katı metal malzemeler üzerinden enerji aktarımı sağladığı için çevreye zarar veren gaz salımı riski bulunmuyor.
Bu yönüyle hem doğa dostu hem de uzun vadede daha güvenli bir alternatif olarak öne çıkıyor. Klasik klimalar ve soğutucular, genellikle sera etkisine neden olan gazlarla çalışıyor.

Ancak Sloven bilim insanlarının geliştirdiği bu yenilikçi sistem, katı metal malzemeler üzerinden enerji aktarımı sağladığı için çevreye zarar veren gaz salımı riski bulunmuyor. Bu yönüyle hem doğa dostu hem de uzun vadede daha güvenli bir alternatif olarak öne çıkıyor.
"E-CO-HEAT" adı verilen proje kapsamında geliştirilen sistemin, 2026 yılı itibarıyla küresel pazarda yerini alması hedefleniyor. Slovenya’nın yanı sıra Almanya, İtalya ve İrlanda’dan üniversiteler ve özel şirketlerin de katkı sunduğu bu teknoloji, SMACool adını taşıyan ilk prototip cihazla şimdiden denenmeye başlandı.