Taşıyıcı annelik nasıl olur, caiz midir? Diyanet'in

Biyolojik olarak çocuk yapmaya uygun olmayan kadınların tercih ettiği yöntemlerden birisi de "taşıyıcı annelik" yöntemi oluyor.

Anne olmak isteyenler, son çare olarak taşıyıcı bir anne vasıtası ile bebek sahibi olmayı tercih ediyor.

Naomi Campbell, Priyanki Chopra, Elon Musk ve Kim Kardashian ve Paris Hilton'dan sonra Selin Ciğerci de bu yönteme başvurduğunu açıkladı.

Taşıyıcı annelik hakkında araştırma yapanlar sürecin nasıl işlediğini, tıbbi süreci ve dini boyutunu da merak ediyor.

Peki taşıyıcı annelik nedir, nasıl olunur? Taşıyıcı annelik caiz midir? İşte tıbbi süreci ve Diyanet'in açıklaması...

Taşıyıcı annelik nedir

Taşıyıcı annelik, çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin yumurta ve spermlerinin laboratuvar ortamında döllenmesi ve ardından embriyonun başka bir kadının rahmine transfer edilmesi ile sağlanıyor. Bu aşamadan sonra taşıyıcı anne, doğuma kadar çocuğu karnında taşıyor ve daha sonra doğan bebek aileye veriliyor.

  • Doğuştan veya cerrahi müdahalelerle rahmi olmayan kadınlar,
  • Rahmi olan ama hamilelik için uygun olmayan kadınlar,
  • Hamileliğin ya da doğumun fiziksel sorunlar yaratacağı kadınlar,
  • Sağlık dışında sosyal sebeplerle doğum yapmak istemeyen kadınlar bu yöntemi deneyebilir.

Türkiye’de taşıyıcı annelik konusu yasalarla engellenmiştir. Kanunlara göre, bir çocuğun annesi onu doğuran kişidir.

Taşıyıcı annelik caiz midir

Din İşleri Yüksek Kurulu, taşıyıcı annelik uygulamasını; dinin mahremiyet, evlilik, neslin ve şahsiyetin korunması, insanın saygınlığı ile ilgili bir takım ilkeleri ihlal etmesi sebebi ile caiz görmediğini bildirdi.

Sebepleri ise şu şekilde açıklandı:

"Böyle bir uygulamada hem iki kadın hem de doğan çocuğun birçok açıdan ruhi travmaya maruz kalacağı, dolayısıyla ruh ve beden sağlıklarının bozulacağı, sadece bir ihtimal değil aynı zamanda yaşanan örnekler dolayısıyla somut olarak da izlenen bir sonuçtur.

Annelik duygusuyla çocuk üzerinde sahiplik ve öncelik iddiasında bulunmak, olayın failleri olan iki kadını; iki anne arasında kalarak kime anne diyeceğini bilememek ve dolayısıyla psikolojik bölünmüşlük yaşayıp vicdani sorumluluk baskısı altında kalmak, çocuğu derinden yaralayacaktır."