ensonhaber.com

Elektronikten otomobile neredeyse her şeyi etkileyen çip krizi sonrasında ülkeler, kendi üretim tesislerini kurmak için yoğun bir araştırma ve yatırım sürecine girdi.

Pandemi nedeniyle tedarik süreçlerinin aksaması, tüm dünyada ve özellikle Avrupa ve ABD'de imalat endüstrisinin en önemli girdisi haline gelen çipin tedarikinde önemli sorunlar yarattı.

Yaşanan sıkıntıların ardından ülkemizde sevindirici bir gelişme yaşandı.

Katar'la çip anlaşması

Türkiye’de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretilebilmesi için Katar'la anlaşmalar yapıldı.

TÜBİTAK ve Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi arasında, Türkiye’nin yerli ve milli çip üretim tesisinin kurulması için iş birliği anlaşması imzalandı.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Katar'ın başkenti Doha'da CNN TÜRK'e açıklamalarda bulundu.

Çip teknolojisine dikkat çekti

Bakan Kacır, yaptığı açıklamada Katar ile Türkiye arasındaki çip teknolojisi alanındaki çalışmalara dikkat çekti.

"Türkiye çip endüstrisinde üretici ülke olacak"

Kacır, Türkiye'nin önümüzdeki süreçte çip endüstrisinde öncü ülkelerden birisi olacağını vurguladı.

"Önümüzdeki dönemde asıl devrim yapay zeka ile gelecek"

Bakan Kacır, çip yatırımlarına ilişkin şunları kaydetti:

Kabiliyetimizi sivil endüstriye taşımak istiyoruz. Çip tasarımı konusunda, yarı iletken çiplerin Türkiye’de üretilebilmesi konusunda Katar-Türkiye arasında önemli iş birliğinin başlangıcı olacak adımları atmaya devam ettik.

Taktığımız saatlerden evde kullandığımız beyaz eşyalara kadar pek çok eşya internete bağlı birbiri ile konuşan, haberleşen cihazlar haline geliyor. Yarı iletken kullanımını çok yaygınlaştırıyor. Önümüzdeki dönemde asıl devrim yapay zeka ile gelecek. 10 yıl içinde kullanılan çiplerin yüzde 70’i yapay zeka çipleri haline gelecek. Muazzam bir dönüşüm fırtınası önümüzde duruyor.

"Türkiye’de tasarım ve üretim çalışmalarının yapılmasını sağlamak zorundayız"

Türkiye’de tasarım ve üretim çalışmalarının yapılmasını sağlamak zorundayız. Otomotiv gibi, beyaz eşya gibi kritik sektörlerimizde iddialı konumumuzu sürdürebilmemiz mümkün olmaz. Türkiye’nin bu alanlarda daha fazla yatırım çekebilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Milli firmalarımız güçlendirirken, küresel yatırımları ülkemize çekme çabamız sanayi sektörünün güçlenmesini sürdürebilmek adınadır. Türkiye mutlaka bu alanlarda üretici ülkelerden biri olacaktır.