
Bu eser, medeniyetimizin öncüsü ve lider şahsiyetlerinden biri olan Mimar Sinan'ın yönetim ve psikoloji alanından çözümlenmesidir.
Tarih, edebiyat, sanat, mimari, şehircilik disiplinlerini harmanlayan bu kitap, Sinan'ı ve onu yöneten kişilerin yönetim ve psikoloji kavramlarıyla değerlendiren özgün bir çalışmadır.
Çalışmanın yeni bir bakış açısıyla medeniyet zenginliğimizi yönetim dünyamıza aktarılmaktadır. Yapılan çözümlemeler, günümüz yönetimi bize yol verebilir uygulanabilir bilgi ve stratejileri ortaya koymak.
Sinan'ın anlaşılabilmesi Sinan'ı inşa eden medeniyet sisteminin anlaşılabilmesiyle mümkündür. Bu gerçeklikten yola çıkan olsa da, bunların ilk bölümünde Sinan'ın Dehasını düzenleyen ve önünü açan Osmanlı yönetici yetiştirme programında kültürü tanıtmıştır.
EŞSİZ BİR YETENEĞİN PORTRESİ
Ayrıca Sinan'ın yeteneklerinden ve onu dünyaya armağan eden Osmanlı halkından, günümüz yönetim uygulamalarına katkı sağlayacak bilgiler; liderlik, insan kıymetleri yönetimi, yönetici yetiştirme programı, motivasyon, kurum içi eğitim gibi alanlarda yapılan özgün ve yeni çözümlemeler ile aktarılmıştır.
İkinci bölüm ise Sinan'ın Süleymaniye Külliyesi'nin yapım süreci, gösterilen liderlik, ekip yönetimi, uygulanan ilke ve günümüz proje yönetiminin tamamı alınmıştır.

Sayfa: 168
ON BEŞ GÜNDE ÜÇ KADIRGA YAPTI
Bir asırlık ömrüne 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 Darülşifa hastane, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eser sığdırmıştır Mimar Sinan…
Yavuz Sultan Selim ve Kanuni döneminde çoğu savaşa katılan Sinan, bu seferlerle mimari açıdan o devrin zirve şehirlerini görme fırsatı yakalamıştı.
Selçuklu ve Safevi dönemi yapıları kadar antik yapılar ve Mısır piramitleri onu çok etkilemiş, mimari şehir ilişkileri konusunda zengin bir birikim kazanmıştı.
1521 yılındaki Belgrad Seferi’nde Acemi Oğlanlar birliğinin komutanlığını yaptı. Şehrin fethinden sonra Kanuni Sultan Süleyman’ın savaş otağına konuk oldu, onunla ilk kez tanıştı. Asıl hünerini Bağdat Seferi’nde gösterdi.
Ordu Van Gölü'ne geldiğinde Lütfü Paşa, Sinan’dan 3 tane kadırga yapmasını istedi. 15 günde kadırgaları bitirdi. Bunun neticesinde 'Mimar' olarak anılmaya başlandı.

SONSUZLUĞU SİMGELİYOR
Mimar Sinan, Süleymaniye Camii’nde verilen vaazın duyulması için akustik sistemi üzerinde detaylı bir şekilde çalıştı. Sesin bir noktadan çıkarak caminin tüm köşelerine eşit şekilde dağılması için yoğun çaba gösterdi.
Usta mimar, bu gayeyle Anadolu’dan turşu küplerinden 65 tanesini, ağızları aşağıya bakar vaziyette içi boş olarak ana kubbenin etrafındaki duvarlara yerleştirdi.
Küplerin aralarını da yumurta akıyla sıvadı. Türk İslam sanatının en önemli eserlerinden Selimiye Camii’nde yer alan ‘çarkıfelek’, Allah’tan gelen her şeyin Allah’a döneceğini ve sonsuzluğu simgeliyor.

CAMİLERDE DEVEKUŞU YUMURTASI BULUNDURDU
Mimar Sinan’ın ustalığına şapka çıkarılacak 5 asırlık muhteşem bir sır! Deve kuşu yumurtası. Süleymaniye Camii’nde üzerlerinde renkli çizimler ve ince işçiliklerin yer aldığı birçok deve kuşu yumurtası bulunuyor.
Sinan, o dönemde kendi keşfi olduğu tahmin edilen bir buluşu, muhteşem eseri olan Süleymaniye Camii’nde kullanıyor. Deve kuşu yumurtasının örümcekleri ve küçük haşereleri rahatsız ettiğini keşfeden Sinan, avizelerin kandil çanakları arasına deve kuşu yumurtaları yerleştiriyor.

Sultan Süleyman, bu bilgi üzerine cami inşası sırasında Afrika’dan onlarca deve kuşu yumurtası getirtiyor.

Deve kuşu yumurtası, kuru ve havadar bir yerde muhafaza edildiğinde, suyunu kaybederek çürüyor ve yaydığı (insanlar tarafından hissedilmeyen) koku nedeniyle örümcekler o alana yaklaşamıyor. Dolayısıyla o ortamda örümcek barınamıyor ve bu da ağ oluşumunu engelliyor. Yumurtanın bu özelliği, ortalama 60-70 metrekarelik bir alanda etki gösteriyor.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış