Toplu taşımalarda beş dakika aynı sayfayı okuyanlar mı dersiniz, yoksa "Okuyorum" havasını vermek için çay ve kahveyle Instagram'da boy boy paylaşılan fotoğrafları mı... İlk emir "Oku" denmesinden bu yana okuyoruz. Evet ne okuyoruz ve gerçekten okuyor muyuz?
Haddimize değil elbette insanları yargılamak, had bildirmek. Had bildirmeden önce had bilmenin ayırdındayız nitekim. Fakat, serde gazetecilik var. Bakıyoruz, gözlemliyoruz. İşimiz toplum mühendisliğine soyunmak değil.
Haşa...
Ama gördüklerimizi de yazmak, anlatmak zorundayız. Evvela gazetecilik bunu gerektirir. Ne de olsa toplumun aynasıyız. Bunu biz demiyoruz lakin, bize yakıştırdılar. Yoksa öyle afili sözcüklerin peşinde koşan bir meslek grubu değiliz.
Neyse konumuz dağılmasın asıl meseleye gelelim...
Entelektüel kime denir?
Tabiri caize mürekkep yalayan, yazan, söz üreten konuşan kimselere entelektüel denir. Sözcük Fransız kökenli olup, zamanla hayatımıza girdi. Fular takıp, yuvarlak çerçeveli gözlük tapmakla entelektüel olunur mu? Entelektüel öyle kolay kolay olunmaz nitekim.
Efendim... Öncelikle yemek yerken bile okuyacaksınız. Hayatın her anında bol bol kitap okuyacaksınız. Sadece kitap değil, dergi gazeteyi de buna ekleyelim. Ve en önemlisi okuyormuş gibi yapmayacaksınız, hakkını vere vere okuyacaksınız. Size bu satırları yazan böyle yaptığı için sizin de öyle olmasını istiyor zira...
Metrolarda, otobüslerde kitap okuyanlara çokça denk gelmişizdir. Kahvelerle, çeşitli objelerle, kedilerle, köpeklerle vb birçok şeyle süslenen bazı kitap resimlerinin sadece takipçi artırmak için yayınlandığı, beğenenlerin çoğunluğunun ise kitaba, kitap yorumuna değil görselliğe bakıp beğeniyor olması kitap paylaşanlara şüpheyle bakılmasına yol açtı.
Bunlardan bahsederken yeni çıkan yazarlarla anlaşıp sadece kitabın reklamını yapmak için okudum, bayıldım diyenleri de unutmamak lazım.

İNTERNETİN ETKİSİ
İnternet üzerinden her türlü kitap hakkında bilgiye, kitap özetlerine ve kitaplardan yapılan alıntılara çok rahat ulaşılabilmesi, okuyormuş gibi yapmayı kolaylaştıran etkenlerin en başında geliyor.
Özellikle popüler olan kitapların konusunu öğrenip, yazarları hakkında bir iki bilgiye ulaşıldıktan sonra arkadaş ortamlarında "Evet, okumuştum, muhteşem bir kitaptı" ya da "Çok karışıktı hiçbir şey anlamadım" vb sözlerin kurulması hiç de zor değil.
Bu açıdan bakıldığında, doğru ya da yanlış, sahte profillerin ve sahte okuyucularında farkında olmadan birilerini kitap okumaya yönlendirdiği su götürmez bir gerçekliktir.
Ancak onlar gerçek okurun aldığı keyfi, paylaşmanın verdiği mutluluğu hissederler mi? Orası tartışılır.