
Araştırmacı ve fotoğraf tarihi Gülderen Bölük'ün imzasını taşıyan bu eser, Osmanlı'nın oğul döneminde ve Cumhuriyet'in ilk yıllarında yaşamış, Türkiye'nin ilk Müslüman kadın fotoğrafçılarından biri olan Naciye Hanım'ın portresini titiz bir arşiv çalışmasıyla ortaya koyuyor.
Gülderen Bölük, uzun yıllardır sürdürdüğü koleksiyonculuk ve araştırmacılık belgesiyle, Naciye Hanım'a ait bir iz adeta arkeolojik bir tarihsel gün yüzüne çıkıyor. Kitap yalnızca altı adet fotoğrafla yola çıkarken, düzenli koleksiyonerlerden ve aile arşivlerinden edinilen belgelerle zenginleşmiş ve sonunda özet bir özet çalışma sürümü elde edilmişti.
Naciye Hanım'ın açtığı Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi, sadece bir stüdyo değil, aynı zamanda ataerkil bir toplumun üretim alanında cesur temsili olarak da dikkat çekiyor.
Cicim, bireysel bir yaşam öyküsünün ötesinde, Osmanlı ve erken Cumhuriyet dönemindeki kadınların toplumsal görünümü, sanattaki yeri ve mücadele ettiği yerde yer alıyor. Naciye Hanım'ın hayatı, dönemin eğitim politikaları, kadın dergileri, II. Meşrutiyet basını ve fotoğrafçılık sektörüyle ilişkilendirilerek çok katmanlı bir biçimde ele alınıyor.
KAPSAMLI KİTAP
Bu kapsamlı kitap, sadece tarihçilere ve araştırmacı sanatlarına değil, toplumsal cinsiyet ve kültürel tarih alanlarına çalışan herkes için derinlikli bir okuma sunuyor. Fotoğraf tarihçeleri alanında uzmanlığıyla kayıtlı olan Gülderen Bölük, 2009'da İstanbul'un 100 Fotoğrafçısı, 2014'te ise Fotoğrafın Serüveni adlı kitaplarını yayınladı.
Açık Radyo'da hazırlanan Foto Müzesi programıyla geniş bir dinleyici kitlesine ulaştı. 2022 yılında Türkiye Fotoğraf Sanatı Federasyonu tarafından "Yılın Fotoğrafçısı” seçilen Bölük, Cicim ile görsel olarak unutulmuş kadın figürlerinden birini sayfalarımıza taşıyor.

Sayfa: 264
SAVAŞÇI BİR OSMANLI KADINI
Hem akademik hem de edebi bir dille kaleme alınan bu eser; Kadın tarihi, Osmanlı modernleşmesi, görsel kültür ve aile biyografisi yer alan kesişiminde çok yönlü bir anlatım sunuyor. Cicim, güncel belleğini tutmak isteyenler için sadece bir kitap değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluğun da ifadesi.
Kurallara aldırmayan, yasaklara karşı koyan, savaşçı bir Osmanlı kadını olan Naciye Hanım, yıkılmakta olan imparatorluğun başkentinde, 1918 yılında kendi fotoğrafhanesini açtı ve uzun süre devam edecek bir hikaye böyle başladı.
Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi'nin 107. yılında, fotoğrafçı ve fotoğraf koleksiyonunu Gülderen Bölük'ün, ebeveynlerin yürüttüğü arşiv parçalarını keşfettikleri ile Naciye Hanım'ın aile üyeleriyle gerçekleştirdiği görüşmeler sona erdiği bilgiler bir araya gelerek kitaplaşıyor.
Adını Naciye Hanım'ın lakabından alan Cicim, bu cesur kadının özel yaşamına ve fotoğrafçılık serüvenine odaklanmasının yanında, Osmanlı toplumunda kadına ve fotoğraf sanatına bakışı da gözlerin önüne seriyor. Naciye Hanım'ın kendi makinesinden çıkan ve aile albümlerinden kalan fotoğrafların sergilenmesi ise bu araştırmayı ona özgü bir şekilde kılıyor.

FOTOĞRAF DÜNYASI
Gülderen Bölük kitabı şöyle anlatıyor;
"Bu kitap, bir fotoğrafçının hayatı ve fotoğrafçılığını konu edinse de sadece fotoğraf dünyasıyla ilgili değildir. Yıkılan bir imparatorluğun, Cumhuriyet'in adı; edebiyat ve sanat dünyası; toplumsal tarihin, kültür biliminin ve dahi birçok alan kapsamında olacaktır. Naciye Hanım'ın yaşam öyküsünü kalıcı hale getirmek en büyük arzum ve görevimdi. Şu anda huzurluyum. Bundan sonra Naciye Hanım da bu eseri sayesinde birçok alana damgasını vurarak yaşamaya devam ediyor."
SAVAŞÇI RUH...
Bir Osmanlı annesi, yıkılmakta olan bir imparatorluğun başkentinde bir fotoğrafhane sağlar. Bunu ancak kendisine biçilen kalıplara sığmayan, toplumsal tabulara götürmeyen, yapılması gereken zorluklarla ilgili sorumluluk alabilen bir savaşçı bir ruh başarabilirdi. Naciye Hanım da işte böyle bir karakterdi.

Naciye Hanım'ın ilk damgası
Bölük şöyle devam etti;
"HEM SEVİNDİM HEM ŞAŞIRDIM"
"Hangi sene ve nereden geldiğini bilemediğim, üzerinde aynı damgalardan bulunan üç adet fotoğraf üst üste koymuştum. Damgalar iyice silinmişti. Ancak üç tane olduğu için bir yerde sillik olan kısım, diğerinde okunabiliyordu. Böylece hepsi birlikte değerlendirerek 'Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi Naciye' yazısını okunabildim. Bu beni sevindirdiği kadar şaşırttı da... Çünkü Naciye Hanım'la ilgili bir tane, Seyit Ali Ak'ın yazdığı yerde vardı. fotoğraflara damga basmadığı, hiçbir çalışmanın ulaşamadığı yazıyordu. Oysa elindeki fotoğraflar bunun tersini söylüyordu."
NACİYE HANIM'A BAKAN PORTRELER
Naciye Hanım, ticaret seçenekleri Müslüman dahi nadirdir bir zamanda profesyonel hayata adım atan cesur bir kadındır. Osmanlı'nın dağılma döneminde, 1918 yılında Türk Hanımlar Fotoğrafhanesi adıyla açtığından geriye kalan fotoğrafları onun özel kadınların mahrem dünyasını kaydettiği bir birleşmenin gizli izlerini taşır.
Hipnotize olmuş bakışlarıyla Naciye Hanım'a bakan bu portreler bir dönem, çağdaş ve kültür özelliklerine göre bağlantılarını korumaktadır. Fotoğraflarda dönemsel diğer stüdyolardaki yaygın gösterilerin yayınlanması vardır. Resimli fonlar, fonları destekleyen aksesuarlar, renklendirme çalışmaları benzerdir.

Araştırmacı- yazar Gülderen Bölük
YAZAR HAKKINDA...
1985 yılında F.Bahçe Lisesi'nden mezun oldu. 1987 yılından 1995 yılına kadar İstanbul Bulvar Tiyatrosu'nda birçok eserde ve çocuk oyununda rol aldı. 1998 yılında Yılmaz Guruda yönetmenliğinde Bahçelievler Belediye Tiyatrosu'nda bir sezon sahneye çıktı. 2002 yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Anasanat Dalı'ndan mezun oldu.
Akabinde İğne Deliği Sanat Atölyesi'nde kurulan ve atölyede verilen fotoğraf derslerinin yanı sıra birçok etkinlik düzenlendi. Bu etkinlikler kapsamında pek çok sanatçıya ev sahipliği yaptı.
Uzun süredir devam eden Osmanlı dönemi ve Cumhuriyet'in ilk yıllarına ait fotoğraf koleksiyonu olan Bölük'ün ayrıntılı ilgili makaleleri çeşitli dergilerde yayımlandı.2006 yılında Devlet Fotoğraf Yarışması'nda Başarı Ödülü'nü aldı. Birçok eser sergilenmeye değer bulundu.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış