AA & Ensonhaber

İsrail'in 7 Ekim'deki Hamas baskınını bahane ederek Gazze'de başlattığı yıkım, katliam ve işgaller devam ediyor.

2 milyona yakın insanı göçe zorlayan İsrail, Refah kentini de bir şekilde boşaltarak bölgeyi tamamen işgal etmeyi planlıyor.

Ancak İsrail'in asıl hedefinin ne rehineleri kurtarmak ne de Hamas'ı bahane ederek bir mücadeleye girişmek olmadığı, bölgedeki gaz sahalarının yabancı şirketlere açılmasıyla ortaya çıktı.

"İsrail, Filistin topraklarını fiilen ve hukuken ilhak etti"

Filistinli insan hakları örgütü Al-Haq'ın Hukuki Araştırma ve Savunuculuk Başkanı Dr. Susan Power, İsrail'in Gazze açıklarında uluslararası enerji şirketlerine doğalgaz arama lisansı vermesi ve bölgedeki ihalelerini değerlendirdi.

Power, İsrail'in Gazze'nin ilan edilen deniz sınırları içinde kalan ve uluslararası alanda kabul gören BM Deniz Hukuku Sözleşmesi'ne (UNCLOS) uygun olan G Bölgesi'nde gaz arama ruhsatları verdiğini hatırlatarak,

Ayrıca İsrail, Filistin'in ilan ettiği deniz sınırları içinde kalan H ve E bölgelerinde de lisanslar verdi. H bölgesinin yüzde 5'i ve E bölgesinin yüzde 73'ü Filistin sınırları içinde bulunuyor.

şeklinde konuştu.

Power, İsrail'in Filistin'in ilan ettiği deniz bölgesinde gaz arama haklarını hiçbir koşulda devretme hakkına sahip olmadığını vurgulayarak, şunları söyledi:

Filistin, deniz sınırlarını Filistin'in taraf olduğu bir sözleşme olan UNCLOS ilkelerine uygun olarak ilan etmiştir. İsrail UNCLOS'a taraf değildir ve İsrail Filistin'i bir devlet olarak tanımadığını ve dolayısıyla Filistin'in ilan ettiği deniz bölgelerini de tanımadığını savunmaktadır. Bununla birlikte, işgalci bir güç olarak İsrail, Filistin'in deniz bölgesinde gaz arama haklarını devrederek yaptığı gibi, Filistin'in sınırlı ve yenilenemeyen kaynaklarını ticari kazanç için çıkarma hakkına sahip değildir.

İsrail'in iç hukukunu ve kontrolünü uygulamak adına uluslararası insancıl hukuku ihlal ederek Filistin topraklarını fiilen ve hukuken ilhak ettiğine dikkati çeken Power, şöyle konuştu:

Lahey Tüzüğü'nün 55'inci maddesi ve intifa hakkı kuralları uyarınca İsrail'in Filistin'in doğal kaynaklarını ticari kazanç veya işgalci gücün menfaati için çıkarması veya bunlardan faydalanması yasaktır. İsrail'in bu şirketlere Filistin kaynaklarını çıkarma ve sömürme lisansı verme hakkı yoktur. Bu nedenle, İsrail tarafından gaz arama hakkı verilen şirketler, işgal altındaki bir bölgenin doğal kaynaklarını tüketerek uluslararası insancıl hukuk ve normları da ihlal etmektedir.

Power, İsrail'in Gazze'de Filistin halkına soykırım uyguladığının altını çizerek,

Böyle bir dönemde Gazze açıklarında gaz arama haklarının yabancı şirketlere devredilmesi, İsrail'in Filistin halkını siyasi ve ekonomik olarak tamamen boyunduruk altına alma hedefinin bir başka kanıtıdır.

dedi.

STK'lardan yoğun itiraz

İsrail'in Filistin'e ait sulardaki bölgelere ilişkin Aralık 2022'de düzenlediği ihalenin sonuçları, ülkenin saldırılarını artırdığı günlerden 29 Ekim 2023'te açıklanmıştı.

Söz konusu ihale kapsamında, İsrail yönetimi uluslararası hukuka göre Filistin deniz alanları olarak kabul edilen bölgelerde doğalgaz aramak üzere altı İsrailli ve uluslararası şirkete lisans vermişti.

İsrail'deki Arap Azınlık Haklarını Koruma Hukuk Merkezi "Adalah", 5 Şubat'ta İsrail Enerji Bakanlığına mektup göndererek Filistin'in deniz sınırlarına giren bölgede verilen doğalgaz arama ruhsatlarının iptal edilmesini talep etmişti.

Adalah'ın ardından Al Mezan, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından da lisans sahibi şirketlere bu bölgelerde herhangi bir faaliyette bulunmamaları için uyarılar gönderilmişti.

Gaz aranacak bölgeler

Adalah, Al Mezan, Al-Haq ve Filistin İnsan Hakları Merkezi tarafından paylaşılan bilgiye göre, İsrail Enerji Bakanlığı, uluslararası hukuka göre Filistin deniz alanları olarak kabul edilen bölgelerde doğalgaz aramak üzere altı İsrailli ve uluslararası şirkete lisans verdiğini duyurdu.

Bu şirketler arasında Eni (İtalyan devlet şirketi), Dana Petroleum (Güney Kore Ulusal Petrol Şirketi'nin bir yan kuruluşu) ve Ratio Petroleum (İsrailli bir şirket) bulunuyor.

Ruhsatlar, İsrail Enerji ve Altyapı Bakanlığının aralık 2022'de başlattığı Dördüncü Açık Deniz Teklif Turu'nun ardından verildi.

İsrail'in Gazze kıyılarına bitişik bir deniz alanı olan G Bölgesi için gaz arama ruhsatları verdiği bu bölgenin yüzde 62'si Filistin'in de taraf olduğu 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesi (UNCLOS) hükümleri uyarınca 2019'da Filistin tarafından ilan edilen deniz sınırları içerisinde yer alıyor.

İsrail'in ihale açtığı diğer iki bölgeden H'nin yüzde 73'ü E sahasının da yüzde 5'i Filistin'in ilan ettiği deniz sınırları içinde yer alıyor.

İsrail tarafından atılan bu adımların, uluslararası hukukun yerleşik ilkeleriyle doğrudan çeliştiği ifade ediliyor.

Filistin'in deniz yetki ilanına itirazlar

Filistin'in 24 Eylül 2019'da deniz sınırlarını BM Deniz Hukuku Sözleşmesi kapsamında ilan etmesinin ardından 31 Aralık 2019'da Mısır tarafından BM'ye yapılan bildirimde, "Mısır Hükümeti, Filistin tarafından yapılan deklarasyonda belirtilen deniz alanlarının dış sınırlarını tanımlayan noktaları reddetmekte ve tanımamaktadır. Bu sınır, Mısır'ın Akdeniz'deki doğu deniz sınırı ile çakışmaktadır." ifadesine yer vermişti.

Ardından 14 Ocak 2020'de İsrail de Filistin'in duyurduğu sınırları tanımadığını BM'ye bildirerek itirazda bulunmuştu.

Son olarak Filistin tarafından 12 ve 27 Nisan 2022'de BM'ye yapılan bildirimde, ülkeye ait deniz alanlarında izinsiz denizcilik faaliyetlerine ilişkin nota iletilmişti.