ABD ekonomisi 2023'e sorunlarla giriyor

ABD'de yıllık enflasyon yüzde 9 ile 41 yılın zirvesini gördü.

2022'de yüksek enflasyonla mücadelenin damga vurduğu ABD ekonomisinde, 2023'ün de resesyon risklerinin gölgesinde zorlu geçmesi bekleniyor.

Koronavirüs salgını sonrasında artan talebin etkilediği hızla artan yaşam maliyeti karşısında ABD Merkez Bankası (Fed), para politikası sıkılaşmasıyla talebi soğutmaya çalışıyor.

Politika faizinin 15 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 4,25-4,50 aralığına çıkarıldığı ABD'de, ekonomiye ilişkin karamsarlık dikkati çekiyor.

Enflasyonda düşüş beklentisi

Ekonomistler, enflasyonun gelecek yıl düşmesini beklerken, resesyon risklerinin oldukça yüksek olduğunu belirtiyor.

JPMorgan

JPMorgan'ın analizinde resesyona girme olasılığı

ABD'nin büyük bankalarından JPMorgan'ın analizine göre, yüksek faiz oranlarının ürünlere, hizmetlere ve iş gücüne olan talebi yavaşlatmasıyla ABD'nin gelecek yılın sonuna kadar hafif bir resesyona girme olasılığı bulunuyor.

ABD için 2023 yılı ekonomik görünümü, yavaşlayan büyüme, hızlı parasal sıkılaşma ve ılımlı enflasyon ile tanımlanıyor.

Ülkede iş gücü piyasasının da daha yavaş büyüme ortamında gevşemeye başlayacağı tahmin ediliyor.

"Enflasyon, 2004 yazına kadar Fed'in hedefine dönmeli"

Moody's Analytics Başekonomisti Mark Zandi, ABD ekonomisinde 2023 yılı beklentilerine dair değerlendirmelerde bulundu. ABD'de enflasyonun 2022'de zirve yaptığını anımsatan Zandi, enflasyonun 2004 yazına kadar istikrarlı bir şekilde Fed'in enflasyon hedefine geri dönmesi gerektiğini söyledi.

"2023 ekonomi için zor geçecek"

Zandi, gelecek yıl ekonomik görünüme ilişkin risklere de değinerek, şunları kaydetti:

"2023, ekonomi için durgun büyüme ve yüksek işsizlik ile karakterize edilen zor bir yıl olacak. Ekonomik büyüme 2023'te yüzde 1'in altında olacak, istihdam artışı yıl ortasında fiilen durma noktasına gelecek ve işsizlik yılı yüzde 4'ün üzerinde bitirecek. Herhangi bir nedenle petrol fiyatlarındaki artış, salgının yeniden canlanması, Fed'in politika belirleme hatası veya bir dizi jeopolitik parlama noktası, bu görünüme yönelik en büyük tehditler."

"Gelecek yıl için resesyon riskleri rahatsız edici derecede yüksek"

Tüketici, iş dünyası ve yatırımcı güveninin kırılgan olduğunu belirten Zandi, bir şeyin ters gitmesi halinde hızla zayıflayabileceğini, tüketicilerin ve işletmelerin geri adım atmasına ve bir resesyonun meydana gelmesine neden olabileceğini aktardı.

Zandi, "Gelecek yıl için resesyon riskleri rahatsız edici derecede yüksek ancak ekonominin yılı tam bir gerileme yaşamadan atlatmak için mücadele etme şansı var." diye konuştu.

"Fed'in faiz oranlarını 2024'te düşürmeye başlayacağına inanıyoruz"

Oxford Economics ABD Başekonomisti Ryan Sweet de enflasyon tahmininin önemli bir bileşeni olan kira enflasyonunun gelecek yıl azalmaya başlamasını beklediklerini kaydetti.

"Resesyona, Fed'in agresif sıkılaşma döngüsü neden olacak"

Finansal piyasa koşullarında ani bir sıkılaşmanın görünüme yönelik aşağı yönlü bir risk olduğunu belirten Sweet, "Resesyona, Fed'in agresif sıkılaşma döngüsü ve daha sıkı finansal piyasa koşullarından kaynaklanan durgunluk neden olacak. Daha yüksek borçlanma maliyetleri, şirket kârları, istihdam ve iş dünyası yatırımları üzerinde de baskı oluşturacaktır. Tüketici, işsizlikteki artışın ve tasarruflardaki azalmanın etkilerini hissedecektir." diye konuştu.​​​​​​​

ABD

"Enflasyonun gelecek yıl düşmesini beklemek için nedenler var"

American Enterprise Institute (AEI) Kıdemli Uzmanı Desmond Lachman ise ABD'de enflasyonun gelecek yıl oldukça keskin bir şekilde düşmesini ve yıl sonuna kadar Fed'in yüzde 2 hedefine yaklaşmasını beklemek için bazı geçerli nedenler olduğunu söyledi.

Yüksek mortgage (konut kredisi) faiz oranları karşısında konut fiyatlarında yaşanan düşüşün bu nedenlerden biri olduğunu belirten Lachman, arz yönlü tedarik zinciri sıkıntılarının hafiflemesiyle de ikinci el araç fiyatlarının düştüğünü aktardı.

"Yüksek faiz oranları, konut ve kredi piyasaları üzerinde önemli bir baskı oluşturuyor "

Lachman, yüksek faiz oranlarının ABD hisse senedi, konut ve kredi piyasaları üzerinde önemli bir baskı oluşturmaya devam edebileceğini, çok zayıf bir küresel ekonominin ve güçlü doların da ABD'nin ihracat beklentileri üzerinde büyük bir baskı oluşturmasının muhtemel olduğunu anlattı.