Türkiye Uzay Ajansı koordinasyonunda devreye alınan ve 10 kritik hedeften oluşan Milli Uzay Programı’nın önemli bir aşamasını oluşturan Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu çerçevesinde, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda bilimsel çalışma yapmak üzere gönderilecek aday için yarış başladı.
23 Haziran’a kadar uzaya.gov.tr. adresi üzerinden alınacak başvurularda detaylı bir değerlendirme süreci olacak.
Bu aşamaların ardından 2 Türk vatandaşı seçilerek uzay yolculuğu için gerekli eğitimleri Türkiye’de ve Amerika Birleşik Devletleri’nde alacak.
Eğitimlerinin sonunda bu 2 adaydan biri, üstlendikleri tarihi görev için 2023 yılında bilim elçisi olarak Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) gönderilecek ve Türkiye için ilk niteliği taşıyan yerçekimsiz ortamda bilimsel çalışma yapma fırsatı bulacak.
Türkiye Uzay Ajansı (TUA) Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu’nun ayrıntılarını ve başvurulara ilişkin son durumu anlattı.
"Başvuru 36 bin sayısına ulaştı"
Bilim Misyonu kapsamında uzaya ilk defa bir Türk’ün gönderileceğini dile getiren TUA Başkanı Yıldırım, “Bunda heyecanımız çok yüksek. Katılım da çok yüksek. Son rakamları vereyim. Her dakika her saat bunlar değişiyor. Tıklama sayısında 5 milyona dayandı sayı. Bu bile ilgilinin ne kadar büyük olduğunu göstermeye yetiyor. Başvuruyu kayıt olarak tamamlayan yani kaydını yaptıran 36 bin sayısına ulaştı. Her şeyi tamamlayıp artık astronot adayı diyebileceğimiz şekle gelen ise 460 civarında şu anda. Bu sayı hızla artacak.” dedi.
"Turist mi gönderiyorsunuz gibi eleştiriler oluyor"
Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu’nda bazen yanlış anlaşılmaların olduğuna dikkati çeken Ajans Başkanı Yıldırım, “Yanlış anlaşılan durumlar da bizi üzüyor. Mesela, ‘Turist mi gönderiyoruz uzaya?’ gibi eleştiriler oluyor. Öyle değil kesinlikle. Öncelikle şunu söylemek isterim: Türk bilim camiası ilk defa yerçekimsiz ortamda bir bilimsel çalışma yapma fırsatı yakalıyor. Bugüne kadar böyle bir şansımız hiç olmadı. Bu bilim camiamız açısından çok önemli bir kazanım olacak. Zaten projemizin ismi de Bilim Misyonu. Yani biz Uluslararası Uzay İstasyonu’na gezmek ya da fotoğraf çektirmek için değil, bilimsel çalışma yapmak için gidiyoruz. Önemli deneyleri gerçekleştirmek için gidiyoruz. Seçilecek kişide de bu vasıfları arıyoruz zaten. Yani onun geçmişinin ve donanımının bu bilimsel araştırmaya uygun olmasını bekliyoruz. Böyle adaylarla yola devam edeceğiz. En az üç veya dört tane bilimsel çalışmanın kalınacak 7 ile 10 gün arasındaki sürede tamamlanacak şekilde gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu bizim bilim camiamıza çok şey katacaktır. Üniversitelerimizin ihtiyaç duyduğu referans alma sayılarını, atıf alma sayılarını çokça artıracaktır. Bizim dünyadaki bilimsel yerimizin, çalışmalarımızın değerini çok daha farklı bir noktaya taşıyacaktır.” dedi.
"Eğitimin uzayla ilgili önemli kısmı Amerika'da gerçekleştirilecek"
Yıldırım, Türkiye’deki eğitim kısmının daha çok, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yapılacak bilimsel çalışmaların içeriği ile ilgili olacağını belirterek, “Bunların ne şekilde gerçekleştirilebileceği konusunda. Bir de bu sürecin nasıl yürüyeceği konusunda bir eğitim verilecek. Ama eğitim esas uzayla ilgili önemli kısmı Amerika’da gerçekleşecek. Çünkü bu konuda ihtisas sahibi olanlar onlar. Bunun yanı sıra çok uzun yıllardır bu konuda tecrübe sahibiler. Bizim onların yapmasını tercih etmemizin çok haklı sebepleri var. Tabii ki biz devredeyiz, her safhada bunu kontrol edeceğiz ama o eğitimi onlar verecek büyük bir bölümünü.” diye konuştu.
"Bizi götürecek kapsül SpaceX kapsülüdür"
Rusların devreden çıkmasının ardından Uluslararası Uzay İstasyonu’na insan taşıyan tek bir vasıtanın kaldığını hatırlatan Yıldırım, “Şu anda sadece SpaceX’in geliştirdiği Crew Dragon kapsülü ile insan taşınıyor. Dolayısıyla bizim anlaşma yaptığımız Amerikalı şirket de bu kapsülden koltuk satın alarak bizlere ve diğer gitmek isteyen uzay ajanslarına tahsis ediyor. Bunun doğru anlaşılması lazım. Biz anlaşmayı SpaceX ile yapmıyoruz ama bizi götürecek olan kapsül SpaceX’in kapsülüdür. Anlaşmayı ise NASA’nın yetkilendirdiği başka bir kurum ile yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.
"Zamanlamada işler iyi gidiyor"
Milli Uzay Programı’nın bir ayağı olan Ay Projesi’ni bayrak gemisi niteliğinde bir proje olarak nitelendiren Yıldırım, “Burada verdiğimiz zamanlamada işler iyi gidiyor. Bu ayın sonu Ay aracımızın itibarıyla nihai tasarımın tamamlanması ve imalatına başlanması öngörülüyor. Bu konuda bir sıkıntı yok. Temmuz ayında imalat çalışması başladığında biz çok daha rahat önümüzü görebileceğiz. Dahası belki şekillerle maketlerle kamuoyunun huzuruna çıkabileceğiz. Çok heyecan verici bir süreç orada da devam ediyor.” diye konuştu.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış