Türkiye'nin önde gelen yayınevlerinden olan Parola Yayınları yeni eserler yayımlamaya devam ediyor. Özellikle genç okurların ilgiyle takip ettiği kitapları sizler için derledik.
İLKE ERGİN - AŞKLANTI
"Konuştukları konuda Biricik'e kısmen katılsa da bunu açığa vurmayan Özen yine arzuladığı derinlikte cevaplar alabilmişti genç kızdan. Birkaç gündür gözüyle bedenini gizliden gizliye defalarca soyduğu genç kızın zihnindeki derinlikleri de çırılçıplak bırakma yolunda ilerliyordu. Belli ki etrafındakiler tarafından hiç ahlaki bulunmayacağını iyi bildiği bu kaçamak ilgi Özen'in tamamıyla kişisel bir tercihiydi. Ya da Biricik'in de dediği gibi kader kisvesiyle, felek kisvesiyle beynine vurduğu saplantılı prangalardan biriydi!
Diğer taraftan insanın saplantılarını; hayallerine, arzularına, isteklerine vurulan prangaların yaratmadığı ne malumdu ki? Bu ehlileşmez istek dolu ilginin saplantıdan daha öte, daha kutsal bir duygu hali olmadığını kim bilebilirdi?"
Genç yazar İlke Engin Aşklantı romanıyla Cyparazi Yılın En İyileri ödülüne layık görüldü.
SENA BURCU ŞENTÜRK - ÖNGÖRÜ
Tik tak… Tik tak…
Yaptığın yanlışları, hiç yapmamış olma şansı bahşedildi sana. Peki hiç düşündün mü? Ya o yanlışlar, doğruya ulaşmanın tek yoluysa…
Takılı kaldığı keşkelerden birini düşünerek uykuya daldı Ezgi ve UYANDI. Pişmanlık duyduğu hatalarını henüz yapmadığı, sevdiği adamı henüz tanımadığı bir hayata…
Bu bir zaman yolculuğu değil, bu bir rüya da değil.
Doğrular hiç bu kadar kolay, hata yapmak hiç bu kadar güç olmamıştı. Artık uyanmak imkansız, rüyalarsa öngörülemezdi.
ABDULLAH KÜÇÜK - KISKAÇ
Kilometreyi sıfırlayıp yeni bir yolculuğa çıktık.
Bu uzun yolculukta akıl hariç her türlü duyguyu, gelenek-görenekleri, başkalarının belirlediği kuralları yanımıza alıp, bizim için konulan hedeflere varmaya yürüdük.
Sonra birden durduk.
Hedef kendimizle, kaderlerimizle yüzleşmek olmalıydı.
Kendi insanlığımızın en aşağı kısımlarında ne var ne yok hepsini yüzeye çıkartıp onlarla ve ruhumuza pençelerini geçirmiş nefislerimizle... Ne kadar kokuşmuşluk varsa hepsiyle...
O andan itibaren yaşam yeniden kıpırdanmaya, kıskacın içinden bir takım değişik sesler duyulmaya başlandı...
“Hayır, vazgeçmeyeceğim! Vazgeçmek özgürlük, kabullenmek esaret olsa da kararlıyım!”
Her türlü engele, öne sürülen gerekçelere aldırmadan ona doğru yürümekten korkmamak, pes etmemekti aşk... Belki acze düşüp, kıskaçta kalmak...
Aşkın en zor yanı buydu: bırakıp gidememek...
MERVE ATAKUR - TATLI SERSERİM
Nefret iki insanı birbirine düşman edecek ve bir o kadar da ölümü tetikleyecek kadar güçlü bir duyguydu. Kimisi nefretini harekete geçirir, kimisi nefretini dile dökerdi.İki seçeneği de kullanan birisi vardı.
Umut yarınlara gözünü açmaya sebep olan, kendini teselli eden bir kavramdı. Kaybettiklerine rağmen hâlâ ayaklarının üzerinde duruyorsa tek sebebi odur. Onun için bir çok anlam ifade etse de yaşadıklarına inat ayakta duran birisi vardı.
Kaan'la Berra'yı bir araya getiren belki de geçmişti. Karşılaşmaları bir tesadüften ibaretti ya da hayatın bir oyunu olabilir miydi? Nefretle ortaya çıkan bu sevgi aşka dönüşür müydü?
Kitabı satın almak için linke tıklayın:
Kitap sayfası için iletişim: ergul.tosun@ensonhaber.com
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış