
Eskişehir'in Odunpazarı ilçesinde yaşayan Sevim Öztürk, iki çocuk ve üç torun sahibi emekli bir esnaf. Yıllarca market işleterek geçimini sağlayan Öztürk, emeklilik hayatına adım attığında kendine yeni bir yol çizmek istedi. Bu arayışında ilk adımı, gelininin önerisiyle Eskişehir Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Sanat Meslek Eğitim Merkezi Kursları'na (ESMEK) katılarak attı.
71 Evler Mahallesi’ndeki merkezde önce keçe dövme ve giyim kurslarına başlayan Öztürk, bir süre sonra açılan bağlama kursunu duyunca çocukluk hayalini hatırladı: Bir gün bağlama çalabilmek ve türküler söyleyebilmek. Eğitim merkezi sorumlusu Ergül Gökçe’nin desteğiyle kursa kaydolan Öztürk, kısa sürede bu hayalini gerçeğe dönüştürdü.

7 AYDA 30 TÜRKÜYÜ ÇALAR HALE GELDİ
Sadece yedi ay içinde 30 farklı türküyü hem çalıp hem söyleyebilecek seviyeye gelen Sevim Öztürk, bağlama kursuna başladığı günü şöyle anlatıyor:
Ekim ayında yazıldım. Başta sadece bir türkü söyleyebilsem yeter diyordum ama şimdi 30’a yakın türküyü çalıp söylüyorum. Bu benim için bir hayalin ötesinde. Her hafta üç gün severek geliyorum. Hocalarımın emeği çok büyük, hepsine minnettarım.

"BAĞLAMAM, ARTIK BİR PARÇAM GİBİ"
Ancak Öztürk’ün müziğe olan bağlılığı derslerle sınırlı değil. Evinin mutfağında yemek pişirirken bile bağlamasını elinden bırakmıyor. “Bağlamam artık bir parçam gibi” diyen Öztürk, başarısının sırrını da açıklıyor:
Bu işler emek ister. Gece gündüz demeden çalışıyorum. Hocalarımın emeğini boşa çıkarmam. İlk başta ‘yapabilir miyim?’ diye çekindim ama Ergül hocamın güler yüzü bana cesaret verdi.
"KADINLAR KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURMALI"
Yıllarca içini kemiren “keşke”yi nihayet dönüştüren Öztürk, öğrendikçe daha da heveslendiğini söylüyor. Müziğin dışında el işi kurslarına da katılan Öztürk, “Hayat şartları eskiden böyle şeylere fırsat vermedi. Ama şimdi çocuklar evlendi, işler bitti. Bu benim zamanım” diyerek geç yaşta da olsa kendini keşfetmenin heyecanını paylaşıyor.
Öztürk, öğrenmenin yaşının olmadığını vurgulayarak gençlere de şu çağrıda bulunuyor:
Bugün 65-70 yaşında üniversite okuyan insanlar var. Ben de ‘neden bağlama çalamayayım?’ dedim. Genç kızlara da hep söylüyorum; okusunlar, meslek sahibi olsunlar. Kendi ayakları üzerinde duran kadınlar olmalı.

"BİZ ONA 'EN GENCİMİZ' DİYORUZ"
ESMEK Birim Sorumlusu Ergül Gökçe ise Sevim Öztürk’ün enerjisine hayran kaldıklarını belirtiyor:
Bağlama kursumuzu bu yıl ilk kez açtık. Sevim Hanım geldiğinde kurs yeni başlamıştı. Başta tereddüt ettik ama o kararlılıkla ‘yapacağım’ dedi. Şimdi sınıfın en yaşlısı ama biz ona ‘en gencimiz’ diyoruz. Çünkü enerjisi, azmi gençlere taş çıkarır.
Kursun eğitmeni Mehmet Ali Yıldırım da Öztürk’ün kısa sürede gösterdiği gelişime dikkat çekerek şu değerlendirmeyi yapıyor:
Bağlamaya ilk başladığında bu kadar hızlı ilerlemesini beklemiyordum. Ancak disiplini ve öğrenme isteğiyle olağanüstü bir başarı yakaladı. Gerçekten örnek bir kursiyer.
Hayatının ikinci baharını müzikle renklendiren Sevim Öztürk, bağlamanın tınısında sadece çocukluk hayalini değil, yılların sessiz özlemini de dile getiriyor.
