
Almanya’da otomotiv dünyasını sarsan bir gelişme yaşandı. Federal Motorlu Taşıtlar Dairesi (KBA), 2023 yılından bu yana titizlikle yürüttüğü teknik denetimlerde Volvo’nun popüler SUV modeli XC60’ın belirli üretim dönemlerinde ciddi bir usulsüzlük tespit etti.
Özellikle 2011 Mart ile 2013 Nisan tarihleri arasında üretilen XC60 2.0 Diesel Euro 5 (120 kW, önden çekişli) modellerinin, egzoz emisyon kontrol sisteminde yasalara aykırı yazılımlar içerdiği belirlendi.
Bu tespit, sadece Volvo değil, tüm otomotiv sektöründe yankı uyandırdı. Zira söz konusu yazılımın araçların gerçek sürüş koşullarındaki emisyon salınımlarını manipüle ettiği ve laboratuvar testlerinde daha düşük değerler göstermeye yönelik olduğu öne sürülüyor.

EMİSYON NORMLARI İHLAL EDİLİYOR!
Artı49'da yer alan habere göre, KBA'nın açıklamasında, ilgili modellerde dış sıcaklığa bağlı olarak devreye giren bir yazılım sistemi yer alıyor.
Bu sistem, egzoz gazı arıtımını büyük ölçüde kısıtlayarak azot oksit (NOx) salınımını düşürüyor gibi gösteriyor. Bu manipülasyon, Avrupa Birliği’nin emisyon normlarını açıkça ihlal ediyor.
Avrupa Adalet Divanı'nın dizel araçlara yönelik geçmişe dönük emisyon düzenlemelerini geçersiz sayan son kararı, otomobil devleri için yeni bir hukuki tartışmanın kapısını araladı.
Bu gelişmeyle birlikte, üreticilerin geçmişteki uygulamalarına yönelik açılabilecek davaların önü kesilirken, otomobil üreticilerinin sorumluluğu yeniden masaya yatırılıyor.

HUKIKİ İTİRAZLAR YAPILACAK!
Özellikle çevre politikalarıyla tanınan Alman Çevre Yardımı Derneği (DUH), bu karardan bağımsız olarak geri çağırma kapsamındaki milyonlarca dizel aracın trafikten tamamen men edilmesi gerektiğini savunuyor.
Dernek, kirlilik değerlerinin hâlâ yasal sınırların üzerinde olduğunu belirterek, kamu sağlığı için daha sert önlemler alınması çağrısında bulunuyor.
Bu tartışmaların odağında yer alan Volvo, Almanya’da geri çağırma sürecine başlamış olsa da, araçlara şu aşamada herhangi bir sürüş yasağının uygulanmayacağını duyurdu.
Ayrıca şirket, Federal Motorlu Taşıtlar Dairesi’nin (KBA) kararının dayandığı hukuki temellere itiraz edeceklerini belirterek yasal haklarını kullanma yoluna gideceklerini açıkladı.