Doğrularla yanlışlar birbirine mi karışıyor?
Karışıyor tabii. Gençler de bunalıma giriyor. “Aferin” ile “ceza”yı ayırt edemiyorlar. Ben çocukluğumda, gençliğimde bir hata yaptığım zaman babamdan müthiş dayak yiyordum ama rahatlıyordum da. Neden rahatlıyordum? Bir yanlış yapmıştım, onun cezasını çekiyordum. Onun cezasını çekmesem, “ne gün olacak, ne zaman önüme çıkacak” diye hep merak eçinde kalırdım ve bu bende endişe yaratabilirdi.
Anneniz “dövme yavrumu” falan demiyor muydu?
Diyordu. Der… analar der onu, o klasik. Ama benim görüşüm: Hak etmişseniz yiyeceksiniz. Çocuklar biraz yemiyor diye hepsi bunalımda. Bunalımdan kurtarmak lazım çocukları, rahatlatmak lazım.
Dersler, okulla aranız nasıldı?
Ben Vefa’da büyüdüm. Doğma büyüme İstanbullu’yum. Bizim çocukluğumuzda gecekondular yoktu ama ahşap evler, ahşap konaklar bir nev’i şimdiki gecekonduların karşılığıydı. Her odasında birer aile otururdu. Eski bir konak düşünün… Laleli’de, Süleymaniye’de, Beyazıt’ta, Vefa’da… Eski İstanbul’da bu tip konaklar vardı. Her odasında başka bir aile oturuyordu.
Siz de öyle bir konakta dört beş aile bir arada mı büyüdünüz?
Evet ben de böyle bir ahşap evde büyüdüm, şimdi o evlerin karşılığı gecekondu heralde