















Lizbon herşeyiyle güzel. Hele akşamüstü daha bir güzel...
Şehri ziyaret eden Stuart Forster, Skylife Dergisi'ne bir gezi yazısı hazırlayarak Lizbon'u anlattı: Tejo Nehri’ne tepeden bakan seyir terası Miradouro da Nossa Senhora do Monte’den, altın renkli akşam göğünün Lizbon üzerinde şöyle bir parıldadıktan sonra koyulaşarak yavaşça mora dönüşünü izliyorum.
Titreşen turuncu sokak lambaları ayaklarımın altında uzanan vadideki binaların beyaz cephelerini aydınlatıyor. Karanlık tüm şehri örtse de Portekiz başkentinin gece havası hâlâ hoş bir ılıklıkta.
Tejo Nehri’nin suları 25 Nisan Köprüsü’nün pas kırmızısı asma gövdesinin altından akarak Kuzey Atlantik’e dökülüyor.
Coğrafî açıdan Portekiz bir Akdeniz ülkesi değil ama ılık ve hoş gecelerde buna inanmak oldukça güç.
Uzaklardaki trafiğin uğultusu ve gelişigüzel korna sesleri, esintiyle beraber şehrin dört bir yanına taşınıyor.
Arnavut kaldırımlarına arabaların park edildiği sokaklarda oynayan çocukların kahkahalarını duyabiliyorum.
Lizbon’un muhteşem manzaralı bir başka gözlem noktası olan Miradouro da Graça’ya doğru telaşsız bir yürüyüşe başlıyorum.