Türkiye’de neredeyse bütün tarihî tartışmalarda ve ilkokullardan başlayarak üniversitelerdeki inkılâp tarihi derslerine kadar eğitimin hemen her seviyesinde hep bir belgeden bahsedilir; çağdaş Türkiye’nin kuruluş senedi olduğu, İstiklâl Savaşı’nın bu belgenin verdiği ruh ile kazanıldığı ve devletin vâroluş beyannâmesi olma kimliği taşıdığı söylenir. “Misak-ı Millî”den sözediyorum...
Misak-ı Millî, Osmanlı İmparatorluğu’nun son Meclis- i Mebusanı’nın 28 Ocak 1920’de kabul ettiği altı maddelik bir bildiri idi. Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik olarak çıkmamızın ardından, 1918’in 30 Ekim’inde imzaladığımız Mondoros Mütarekesi ile vatan toprakları henüz resmen olmasa da fiilen işgale uğramış ve İstanbul’da toplanan Meclis, ülkenin toprak bütünlüğü ile gelecekte uygulanacak dış politikanın esaslarını belirleyerek altı maddelik bir belge haline getirmişti.