Albert Camus diyor ki, 'Onu aradığınız müddetçe mutluluğu bulamayacaksınız.'
Dalai Lama'ya göre 'Mutluluk hazır yapım bir şey değil. Asıl kaynağı kendi eylemlerimiz.' Aristo da onunla aynı fikirde; 'Mutluluk bize bağlı.'
Filozof Schopenhauer mutluluk konusunda bir miktar daha gerçekçi görünüyor: 'Mutluluk sık sık tekrarlanan hazdan başka bir şey değildir.'
Hayatını erkek kıyafetleriyle geçiren bir kadın olarak tarihe kaydı düşüldü George Sand'ın. Çok şey istiyormuş gibiydi, ama mutluluğun formülünü şöyle tarif etti: 'basit tatlar, bir miktar cesaret, kendinden vazgeçme becerisi, çalışma sevgisi ve bütün bunların ötesinde açık bir bilinç.
John Lennon yaptığı müziğin felsefesi icabı insanı mutsuz edebilecek bir sürü şeyden bahsediyordu. Belki de bu yüzden eğlencenin değerini gayet iyi biliyordu: 'Eğlenmek için harcanan zaman, kayıp değildir.'
Şeytanın Kızı Gilda'daki dansı ve eldivenleriyle akıllardan çıkmayan Audrey Hepburn'ün bir sözü kısaca şöyle çevrilebilir: 'Aslolan hayatın tadını çıkarmak, mutlu olmaktır. Gerisi teferruattır.'