Ertuğrul Özkök Erdoğan ile ilk tanışmasını yazdı
Detay Haber

Ertuğrul Özkök Erdoğan ile ilk tanışmasını yazdı

1 Kasım seçimleri öncesi, başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümete yönelik haksız ve aşağılayıcı bazı ithamlarda bulunan Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök, AK Parti yeniden iktidar olduktan sonra gazetesi gibi yumuşadı.

Özkök, Erdoğan'la ilk tanıştığı buluşmayı köşesine taşıdı.

HELİKOPTERDE DÖRT KİŞİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan'la ilk tanışmam bir helikopterdeydi.

Benim dışımda iki gazeteci daha vardı.

O dönemde Hürriyet’in başyazarı olan Oktay Ekşi ve o günlerde Sabah gazetesinde yazan Hasan Cemal...

Bize İstanbul’da yaptığı işleri havadan göstermek istiyordu.
Büyük bir heyecanla anlatıyordu.
Bana rahmetli Turgut Özal’ın toplu konut projeleri ile ilgili heyecanını hatırlatmıştı. O gün bende çok olumlu bir izlenim bırakmıştı.

Sonraki görüşmemiz Nazlı Ilıcak’ın evinde oldu.
Üç buçuk ay yattığı hapisten çıkmış ve AKP’nin kuruluş çalışmalarını sürdürüyordu.
Yanılmıyorsam, yanında Abdullah Gül ve Ömer Çelik vardı...
Çok güzel bir sohbet olmuştu.
Türkiye ve demokrasi üzerine güzel şeyler konuşmuştuk.
Onun karşılığında ben de onlara kızım Gülümsün’ün evinde bir yemek vermiştim.
Ercan Saatçi de yemekteydi.

AKP'Yİ ÖVDÜĞÜM İÇİN BENİ AYDIN BEY'E ŞİKAYET ETTİLER

AKP kurulduktan sonra genel merkezini ilk ziyaret eden gazetecilerden biri bendim.
Oradaki hava çok hoşuma gitmişti.
Modern bir binaydı. Çalışanlar heyecanlıydı.
Seçimden hemen önce genel merkezi anlatan iki övücü yazı yazmıştım. İstanbul burjuvazisi bu yazılarımı pek hoş karşılamamış, beni Aydın Bey’e şikâyet etmişti.

HEPİMİZİN FABRİKA AYARLARINDA OLDUĞU GÜNLER..

Son buluşmamız, Anayasa Mahkemesi’nin AKP’yi kapatma kararını görüşeceği günden bir hafta önceydi.
Dolmabahçe’ye gidip kendisiyle bir mülakat yapmıştım.
Yanında Akif Beki de vardı.
Erdoğan orada, “Geçmişte kendilerinin de hataları olduğunu” söylemişti.
Bana göre, hepimizin “fabrika ayarlarında” olduğu günlerdi.
Sonra bizden şikâyetler başladı.
Yanlış hatırlamıyorsam, o dönemden itibaren Hürriyet’e özel mülakat vermedi.
Adını andığım insanların hepsi ayrı noktalara gittiler.
Türkiye, tarihinin en derin kutuplaşma spiraline girdi.

Zaman zaman, kim hatalıydı diye düşünüyorum.
Yaşadıklarım, okuduklarım, sosyoloji bilgim bana hep şunu söyler:
Her sosyolojik olayın mutlakta iki tarafı vardır.
Ama kimsenin inkâr edemeyeceği gerçek de şu:
Erdoğan, müthiş mücadeleci bir lider. Siyaseti iyi biliyor.
13 yılda Türkiye’nin tarihini etkileyecek büyük değişimlere imza attı.

Kimsenin inkâr edemeyeceği bir gerçek de şu:
Hürriyet de sadece Türkiye’nin değil, Avrupa’nın da en başarılı gazetelerinden biri olmaya devam ediyor.
Ama hepimizin sorması gereken soru şu:
Bu başarılar, bizleri hatalardan azade kılıyor mu?
Bunca siyasi başarıya, bunca büyük değişime imza atan Cumhurbaşkanı Erdoğan, acaba bunca kutuplaşmış, öfkelenmiş bir Türkiye hayal ediyor muydu?

Geçen gün Cengiz Semercioğlu’nun köşesinde küçük bir haber okudum.
BigChefs Restoranı’nın çalışanları Cumhurbaşkanı’nı içeri davet etmişler.
O da girip sohbet etmiş.
Çok sıcak geldi bana...
Ve kendi kendime dedim ki, “Belki hepimizin fabrika ayarlarına dönme zamanımız geldi...”
Yani Türkiye sevdasına...
Yine tek millet olma idealine...

Neticede bir Türkiye var ve bu hepimizin kutsal ülkesi...

NOT: Bu yazıyı, dün hakkımda 4 yıla kadar hapis istemi ile fezleke hazırlandığını öğrenmeden önce yazdım. Fikrimi değiştiren bir şey olmadığı için hiç dokunmadan bıraktım.

Ertuğrul Özkök Erdoğan ile ilk tanışmasını yazdı