- Yüksel Ayhan, sırt ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede akciğer kanseri olduğunu öğrendi ve erken teşhis ile ameliyat edilerek sağlığına kavuştu.
- Ayhan, 50 yıllık sigara alışkanlığını hastanenin desteğiyle bıraktı.
- Doç. Dr. İbrahim Ethem Özsoy, akciğer kanserinin erken teşhisin önemini vurguladı ve Ayhan'ın normal hayatına devam edeceğini belirtti.
2 çocuk babası Yüksel Ayhan, sırt ağrısı şikayetiyle yaklaşık 3 ay önce Kayseri Şehir Hastanesi’ne başvurdu.
Ayhan’ın acil serviste çekilen tomografi ile akciğerinde 2 santimlik nodül olduğu tespit edildi.
Yüksel Ayhan, akciğer kanseri olduğunu öğrendi.
Yaklaşık 50 yıldır günde 1 paketten fazla sigara içen Yüksel Ayhan, erken teşhis sayesinde sağlığına kavuştu.
Ayhan, hastanenin sigara bıraktırma polikliniğinde sigarayı da bıraktı.
"KENDİMİ GRİP GİBİ HİSSETTİM"
Yaşadığı süreci anlatan Yüksel Ayhan, “İş için şehir dışındaydım. Gece eve gelip eşime, ‘Sırtımda çok büyük bir sancı var’ dedim. Nefesimi tutuyordum. ‘Bana bir ambulans çağırın hastaneye gidelim’ dedim. Acildeki doktor tüm tetkikleri yaptı ama bir şey bulamadı. ‘Benim kas ağrım var’ dedim. İlaçla kesildi.
Tomografi çekindim. Orada 2 santimlik nodülü tespit ettiler. ‘Bunun takip altına alınması gerekiyor’ dendi. ‘Hocam benim durumum ne aşamada’ diye sordum. ‘Kansersin Yüksel’ dediler. Hiçbir şey hissetmedim.
Kendimi grip gibi hissettim. Doktorlarım ameliyat aşamasından önce bana her şeyi söylediler. Onlara güvendiğimi söyledim, bu aşamaya geldik. Kanser olduğumu bildiğim halde hiçbir tepki göstermedim. Gayet hayata bağlıyım, yaşamayı seviyorum. 50 yıldır sigara içiyordum.
11 yaşında başladım. Günlük 1 paketin üzerinde içiyordum. Buradaki hocalarım sigara bırakma polikliniğinde destek oldular. 2 aydır adını bile anmıyorum. Duyduğum anda içim bulanıyor. Çok şükür onu da bıraktım.” diye konuştu.

"SİGARANIN BANA ZARARI OLDU, FAYDASI HİÇ OLMADI"
Çocuklarına ve torunlarına kanser olduğunu nasıl açıkladığını anlatan Ayhan, “’Gelin yavrum benim durum böyle, buna hiçbir şekilde üzülmeyeceksiniz. Siz üzülürseniz ben de üzülürüm’ dedim. ‘Tamam baba’ dediler. Hepsi de bana destek verdi. Hep yanımdalardı. Ameliyat süresinden bu zamana kadar yanımdalardı. Annem kanserdi.
O sürecin nasıl olduğunu bildiğimiz için ben o sürece yakalanmadan, o süreci ben erken yakaladım. Annemin tedavisini eşimle ben yürüttüm. Kemoterapi görüyordu. Kemoterapi sürecinden sonra ayaklarını üzerinde yürüyemezdi. Diz kapaklarının üzerinde yürürdü.
O süreçleri gördüğüm için hiçbir şeye takılmadan geldim ve hocalarıma teslim oldum. Kemoterapi dendiği zaman gözümün önüne saçlarımın, sakallarımın döküleceği geliyordu. Hocamla görüştüğümde ‘Yüksel hiçbir şey olmayacak’ dedi.
Benim gibi olan vatandaşlar korkmadan hocalarıma teslim olsunlar. Sigara içenler de bir an önce terk etsinler. Ben 50 yıldır içiyorum. 50 yıldır ne uzadım ne de kısaldım. Bana zararı oldu, faydası hiç olmadı.” ifadelerini kullandı.

"AKCİĞER KANSERLERİNİN YÜZDE 90 CİVARI SİGARAYLA İLİŞKİLİ"
Kayseri Şehir Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniği’nde görev yapan Doç. Dr. İbrahim Ethem Özsoy ise “Akciğer kanseri, dünya genelinde 2 milyon 200 bin civarında insanı etkiliyor. Bunlardan 1 milyon 800 bini de vefat etmekte. Türkiye geneline baktığımızda ise yılda 45-50 bin civarında akciğer kanseri vakası bildirilmekte. Akciğer kanserinde en önemli şey erken teşhis.
Bazı hastalarda bizim hastamızda olduğu gibi erken evrelerde tesadüfen saptanıyor. En önemli hastaneye başvuru bulguları göğüs ağrısı, nefes darlığı, öksürükle ya da balgamla karışık kanlı balgam ve diğer sistemlerini etkilediyse uzak organ belirtisiyle hastalarımız gelebiliyor.
Akciğer kanserlerinin yüzde 90 civarında kısmı sigarayla ilişkili ya da sigarayı bırakmış kişiler. Hastamız da 61 yaşında. 50 yıldır sigara içen bir hasta ve düzenli olarak da kontrollere giden bir hasta.
Acil servisimizde çekilen tomografide yaklaşık 2 santimlik küçük bir nodül görülmüş. Biz bunu incelemeye aldığımızda kanser olduğunu tespit ettik.” dedi.

"HASTAMIZ YAŞAMINA NORMAL BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEK"
Akciğer kanserinin 4 evreden oluştuğunu aktaran Doç. Dr. Özsoy, “Bunlarda kendi içinde gruplara ayrılır. Evre 1 ve 2 hastalar sınırlı hastalık olarak geçer ve cerrahiye uygundur. Evre 3’te çok az bir kısmı cerrahi yapılabilir.
100 hastaya akciğer kanseri tanısı koyuyorsanız ancak 20 tanesi cerrahiye uygun olarak karşımıza çıkıyor. Geri kalan yüzde 80’i ileri aşamalarda karşımıza çıkıyor ve cerrahi şansını kaybetmiş oluyor. Hastamız, erken evrede teşhis konulup tedavi edildiği için bundan sonra yaşamına normal bir şekilde devam edecek. Hiçbir kısıtı olmayacak.
Muhtemelen kemoterapi bile almayacak. Uzun yıllar sigara içip de belli yaşın üzerine gelen hastalarımızın mutlaka yılda 1 defa akciğer tomografisi çektirmesi gerekiyor. Çünkü küçük lezyonlar akciğer grafisinde görünmeyebiliyor.” diye konuştu.

