Takvim Gülen'in kullandığı kelimeleri tercüme etti

Takvim Gülen'in kullandığı kelimeleri tercüme etti

Takvim gazetesi, Gülen'in Ekrem Dumanlı'ya verdiği röportajın dil açısından çözümlemesini yaptı.

GÜLEN'İN SÖZCÜKLERİNİ TÜRKÇEYE ÇEVİRDİLER

Gazetenin manşet haberinde "Gülen'in ne söylediği anlaşılamadı. Türkçe'den iz yoktu" gibi ifadeler kullanılırken, gazete Gülen'in röportajında kullandığı kelimeleri tek tek Türçe'ye çevirerek liste halinde yayınladı.

İŞTE O LİSTE

İşte Gülen Dil Kurumu!
Vakıa: Olgu (Arapça)
Muttali: Öğrenmiş, haber almış, bilgi edinmiş (Eskimiş Arapça)
Mansıp: Makam, yüksek dereceli memuriyet (Arapça)
Hulus: Gönül temizliği (Arapça)
Eza: Üzme, sıkıntı verme, üzgü (Arapça)
Kıtmir: Yedi Uyurlar'ın köpeği
Şenaat: İğrençlik, kötülük, alçaklık (Arapça)
Denaet: Alçaklık (Arapça)
Muvazene: Denge (Arapça)
Vakar: Ağırbaşlılık (Arapça)
Vifak: Barış, uygunluk (Osmanlıca)
İz'an: Anlayış, anlama yeteneği (Arapça)
Füru hükum: İsim: Dallar, kollar, ayrıntılar.
Hukuk: Çocuklar, torunlar (Arapça)
Akaid bahsi: Kuralları toplayan kitap
Taalluk: İlgisi olma, ilgisi bulunma, ilgi, ilinti (Eskimiş Arapça)
Akıdevi: Gönülden bağlanmak (Arapça)
Tekfir: Kâfir sayma (Arapça)
Tadlil: Azdırmak, ayartmak. Günah işletmek. (Osmanlıca)
Ehl-i küfrün: Küfürün ehli (Arapça)
Hilâf-ı vâki: Gerçeğe zıt, aykırı (Arapça)
Mülhit: Dinden çıkan, dinsiz (Arapça)
Nâbecâ: Yersiz (Farsça)
Nâsezâ: Layık olmayan (Farsça)
Rikkat: İncelik, naziklik (Arapça)
Mağfiret: Bağışlama (Arapça)
Feraset: Anlayış, sezgi, zeka (Arapça)
Tezvirat: Yalan dolan şeyler, kovuculuklar (Arapça)
İktifa: Yetinme (Arapça)
Dünya-yı dûn: Alçak, aşağı, aşağılık dünya (Arapça)
Mütecaviz: Saldırgan, saldırıcı, sataşkan (Arapça)
Tarassut: Gözleme, gözetleme, dikkatle bakma (Arapça)
Hilâf-ı vaki: Aykırı ters durmak (Arapça)
Tân etmek: Kötülemek, dil uzatmak (Arapça)
Mülâhaza: Düşünce (Arapça)
Müşahede: Görme (Arapça)
Atf-ı cürüm: Suçlamak (Arapça)
İnkisar-ı hayal: Hayal kırıklığı (Arapça)
Baliğ: Ergen (Arapça)
Vaaz-u nasihat: Nasihat etmek (Arapça)
Liyakatsizlik: Uygunsuz (Arapça)
Âmme hakkı: Kamu hakkı (Arapça)
Dayelik: Dadılık (Arapça)
Naspedilen: Atanan (Arapça)
Mahfuz: Saklanmış, korunmuş (Arapça)
Hakeza: Bunun gibi böyle (Arapça)
Tefessüh: Çürüme, bozulma (Arapça)
Güft-u gû: Dedikodu (Arapça)
Vehim: Kuruntu (Arapça)
Şaki: Haydut (Arapça)
Tavzih: Açıklama, aydınlatma (Arapça)
Tashih: Düzeltme metni (Arapça)
Tecziye: Cezalandırma (Arapça)
Salahat: Günahsızlık (Osmanlıca)
Müeyyide: Yaptırım (Arapça)
Raci olan: Alakası olan, ilgilendiren (Arapça)
Abid: İbadet eden (Arapça)
Zâhid: Allah'tan korkan
İrtikâp: Kötülük etme (Arapça)
Sigaya: Sorgu (Arapça)
Acizane: Nezaket (Arapça)
Huşûnet: Kabalık, kırıcılık (Arapça)
Eracif: Uydurma, yalan sözler (Arapça)
İktiza: Gerekli olma, gerekme (Arapça)
İçtihat: Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış (Arapça)
Hatar: Tehlike, uçurum (Arapça)
Müktesebat: Edinilen, kazanılan bilgiler (Arapça)
Hüsnü misal: Güzel örnek (Arapça)
Tavazzuh: Açıklık kazandırma, aydınlatma (Arapça)
Münafi: Aksi, aykırı, muhalif (Arapça)
Mevhum: Varsayılan (Arapça)
Mer'i hukuk: Geçerli hukuk düzeni (Arapça)
Ye'se kapılmak: Umutsuzluk (Arapça)
Muvazenesizce: Ne yaptığını bilmeyen, dengesiz (Arapça)
Hezeyan: Saçmalama (Arapça)
Cihanşümûl: Evren (Osmanlıca)
Ezâ ve cefâlar: Üzme, sıkıntı verme (Arapça)
Lütfu: Yardım, ihsan, inayet, atıfet (Arapça)
Tezvirât: Yalan dolan şeyler, kovculuklar (Arapça)
Sükûn: Sakin olma (Arapça)
Tûl-i emel: Gelecek arzusu. Hırs (Arapça)
Kasvet-i kalbiye: Kalp sıkıntısı (Arapça)
Ukba: Ahiret, öbür dünya, 2. Ceza. (Arapça)
İtikadi: İnanç, bir fikre veya dinin temel prensiplerine inanma (Arapça)
Akaide: Akideler, inançla ilgili temel ilkeler (Arapça)
Müteveccihen: Bir yere doğru gitmek üzere. Bir şeyi yapmaya yönelmiş olarak... (Arapça)
Gadretme: Hainlik (Arapça)
Tefessüh: Alçaklaşmak (Arapça)
Müstağni: Yetiştiren (Arapça)
Tekebbür: Kibir (Arapça)
Sinayet: Himaye (Arapça)
İnhiraf: Sapıtma (Arapça)
Meşbu: Tok (Arapça)
Dehalet: Sığınmak (Arapça)
Vifak: Barış (Arapça)
Füru: Aciz, beceriksiz (Arapça)