Anadolu'nun binlerce yıllık mirası, gün yüzüne çıkarılmaya devam ediyor.
Urartu Kralı II. Sarduri tarafından M.Ö. 764-734 yılları arasında inşa ettirilen Çavuştepe Kalesi ile kuzeyindeki nekropol alanında, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle bu yıl kazı çalışmaları yeniden başlatıldı.
Kazılar, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı ve Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu liderliğinde, alanında uzman bir ekip tarafından yürütülüyor. Ekip, tozlu hava ve kavurucu sıcağa rağmen Çavuştepe’nin geçmişine dair önemli ipuçlarını gün yüzüne çıkarmayı sürdürüyor.
Özellikle kale çevresindeki nekropolde yapılan kazılarda, Urartu yönetici sınıfına ait olduğu düşünülen iskeletler ve seramik parçaları ortaya çıkarıldı. Elde edilen bulgular, Urartu toplumunun sosyal yapısı, ekonomik ilişkileri ve ölü gömme geleneklerine dair yeni bilgiler sunmayı vadediyor.

FARKLI GÖMÜ GELENEKLERİ YAN YANA
Prof. Dr. Çavuşoğlu, nekropol alanında yaklaşık dokuz yıldır sürdürülen kazılarda dikkat çekici buluntularla karşılaştıklarını belirterek şunları söyledi:
Çavuştepe'de birden fazla ölü gömme geleneğiyle karşılaştık. Bu da, Urartu toplumunun özellikle dini hoşgörü açısından çeşitliliğe açık bir yapıda olduğunu gösteriyor. Bugüne kadar 50'yi aşkın gömü tespit ettik. Bu mezarlarda insanların yanı sıra at ve köpeklerle birlikte gömüldüklerini de gördük. Ayrıca, çocuklardan genç kadınlara kadar farklı yaş gruplarına ait yakılarak gömülmüş urne tipi mezarlara da rastlıyoruz.
Kazıların ilerlemesiyle her yıl daha fazla bilgiye ulaştıklarını vurgulayan Çavuşoğlu, en dikkat çekici buluntulardan birinin kadın iskeletleriyle birlikte çıkan mühürler olduğunu söyledi.

KADINLAR YÖNETİMDE SÖZ SAHİBİYDİ
Bu mühürlerin, Urartu’da kadınların sadece toplumsal değil, yönetsel rollerde de aktif olduğunu gösterdiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle konuştu:
Özellikle Çavuştepe’de mühür taşıyan kadınlara rastlamak, onların yönetici sınıfa mensup olduklarını ve toplumsal karar süreçlerinde söz sahibi olduklarını ortaya koyuyor. Bu durum, Urartu’da kadınların yüksek bir statüye sahip olduğunu gösteriyor. Ayrıca kadın ve erkeklerin birlikte gömülmesi, çekirdek aile yapısının benimsendiğini, çok eşlilik yerine tek eşliliğin ön planda olduğunu gösteriyor. Çocuklara verilen değeri de, mezarlarda bulunan zengin süslemeli takılar açıkça ortaya koyuyor. Her gömü, farklı bir gelenek ve yeni bir hikâye taşıyor. Bu da kazıların her yıl bizi yeni sürprizlerle karşılaştırmasına neden oluyor.

KAZILARIN HEDEFİ: GEÇMİŞİ BİLİMLE ANLATMAK
Bölgedeki zorlu iklim koşullarına rağmen ekip çalışmalarını sürdürüyor. Rüzgârın taşıdığı yoğun toz ve yüksek sıcaklıklar kazı sürecini zorlaştırsa da heyecan her zaman diri. Çavuşoğlu, "Arkeolojinin en büyüleyici yanı, her yeni bulgunun bize geçmişle ilgili yeni bir pencere açmasıdır. Bizim amacımız, tarih öncesi toplumların yaşamına dair mümkün olduğunca fazla bilgiye ulaşmak ve bu bilgileri bilimsel bir çerçevede günümüz insanına sunmak." diyerek çalışmaların önemini vurguladı.