
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Tolga Görüm ve ekibi, 14-15 Mart 2023'te Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan ve 21 kişinin hayatını kaybetmesine, 4 kişinin ise kaybolmasına neden olan aşırı yağışların sebeplerini araştırmak üzere kapsamlı bir çalışma gerçekleştirdi.
Bilim insanları, Kahramanmaraş merkezli depremlerin etkilediği bölgelerde yağış sonrası oluşan toprak kaymaları ve heyelanları inceledi. Araştırmalar, felakete yol açan yağışların Kızıldeniz’den beslenen bir "atmosferik nehir" kaynaklı olduğunu ortaya koydu. Bu hava akımları, yoğun su buharı taşıyarak aniden ve şiddetli şekilde yağış bırakırken, zaten sarsılmış olan yamaçlarda büyük ölçekli heyelanlara ve çamur akıntılarına yol açtı.
Elde edilen bilimsel veriler ve analizler, "Nature Communications Earth & Environment" dergisinde yayımlandı.
DEPREMİN ARDINDAN GELEN AŞIRI YAĞIŞLAR, YIKIMI KATLADI
Prof. Dr. Tolga Görüm, 6 Şubat 2023’teki büyük depremlerin ardından bölgede heyelan tehlikesinin arttığını gözlemlediklerini belirterek, 14-15 Mart’ta yaşanan aşırı yağışların etkisini bilimsel olarak analiz ettiklerini söyledi. Şanlıurfa ve Adıyaman’daki merkez ilçeleri vuran bu yağışların, son 21 yılın en şiddetlileri arasında yer aldığına dikkat çeken Görüm, sadece 20 saat içinde 183 milimetre yağış düştüğünü ifade etti.
Depremin zayıflattığı yamaçlar, bu ani su yükünü kaldıramayarak heyelanlara sebep oldu. Zemin doygun hale gelince, toprak kaymaları adeta çamur seline dönüşerek geniş alanlara yayıldı. Bu süreçte meydana gelen ani taşkınlar ve heyelanlar, 21 kişinin hayatına mal olurken 4 kişi ise kayboldu.
"Yaptığımız çalışmalar sonucu, bu yağışların aslında Kızıldeniz’den gelen atmosferik nehirler tarafından taşındığını ortaya koyduk." diyen Prof. Dr. Görüm, iklim değişikliği nedeniyle atmosferik nehir vakalarının son 10-15 yılda şiddetlendiğini vurguladı.
ATMOSFERİK NEHİRLER: GÖRÜNMEYEN TEHDİT
Atmosferik nehirler, tropikal bölgelerde devasa su buharı kütleleri taşıyan hava akımları olarak biliniyor. Binlerce kilometre boyunca nem taşıyan bu sistemler, yoğun yağışlarla ani taşkınlara sebep olabiliyor. Prof. Dr. Görüm, bu tür hava olaylarının nadir görüldüğünü ancak yaşandığında ciddi doğal afetleri tetiklediğini belirterek, bu olgunun afet yönetimi açısından mutlaka dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Ayrıca, atmosferik nehirlerin yalnızca yağmur getirmekle kalmadığını, ısı ve enerji transferinde de kritik rol oynadığını aktaran Görüm, "Bu akımlar sıcak hava kütleleri de taşıyarak ani kar erimelerine sebep olabiliyor. Ani kar erimeleri ise heyelan ve taşkın gibi doğal afetleri tetikleyerek yıkımı daha da büyütebiliyor." dedi.

DEPREM, HEYELAN VE ANİ SELLERİN YARATTIĞI ÇİFTE FELAKET
Depremin yıkıcı etkisiyle zaten büyük bir hasar alan bölgede aşırı yağışlar, felaketin boyutlarını daha da büyüttü. Prof. Dr. Görüm, sarsıntılar nedeniyle toprak yapısının bozulduğunu ve yamaçlardaki kayaların gevşediğini, bu nedenle bölgenin heyelan tehlikesine açık hale geldiğini ifade etti.
Adıyaman’ın Tut ilçesinde birçok vatandaş, depremin ardından şehir merkezlerindeki ağır hasarlı evlerini terk edip kırsal bölgelere, özellikle tek katlı bağ evlerine taşınmıştı. Ancak buradaki güvenli alan algısı, ani seller ve heyelanlar nedeniyle yeni bir felakete dönüştü.
EKONOMİK HASAR: TARIM ARAZİLERİ BÜYÜK TEHLİKEDE
Şiddetli yağışların yalnızca can kaybına değil, tarım ve altyapı açısından da büyük tahribata yol açtığını belirten Görüm, yaşanan toprak kaymalarının bölgedeki verimli tarım arazilerini büyük ölçüde zarar verdiğini vurguladı.
Heyelanlar ve çamur akıntıları, barajlar için ciddi bir tehdit oluştururken, su kaynaklarının da çamur ve molozlarla dolmasına neden oldu. Bu durumun özellikle Antep fıstığı ve badem gibi coğrafi işaretli ürünlerin yetiştirildiği alanları olumsuz etkilediği belirtildi.
Toprak ve kaya kütlelerinin yer değiştirmesi, barajların ömrünü kısaltabilir ve tarımsal üretimi sekteye uğratabilir. Şu an için elimizdeki imkanlarla bu sorunları çözmemiz zor. Uluslararası iş birliği ve teknik destek olmadan, bölgedeki riskleri tamamen ortadan kaldırmak mümkün değil.
diye konuşan Görüm, bu tür doğal afetlerin önlenmesi için kapsamlı bilimsel çalışmaların devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış