Tevbelerin en güzeli: Seyyidü-l İstiğfar duası

Şaban ayının 15. gecesi olan Berat Kandili, bugün ihya edilecek. Yüce Allah Berat kandilinde duaların kabul olacağını müjdeliyor.

Cenâb-ı Allah'ın, kullarına, "Benden af dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifa dileyen yok mu; şifâ vereyim" diye seslendiği, kulların bir sene içerisindeki rızıkları, zengin veya fakir olacakları ve ecelleri gibi konuların meleklere bildirildiği gece.

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu gece için şöyle buyuruyor: "Allah Teâlâ Şaban'ın onbeşinci gecesi tecelli eder ve ana-babaya asi olanlarla Allah'a ortak koşanlar dışında bütün kullarını bağışlar".

Duaların kabul olunması için öncelikle işlenmiş olan günahlara sağlam bir tevbe gerekir. Sizler için tevbelerin en makbulü ve en güzeli olan, Seyyidü-l İstiğfar duasını derlerdik...

Seyyidül istiğfar, tövbe ve istiğfar duasıdır. Kul sadece 'Estağfirullah' diyerek ve pişman olarakta tevbe etmiş olur fakat Seyyidül istiğfar en üstün ve en faziletli, etkili dualardan biridir. Peki Seyyidül istiğfar duası nasıl okunur? Seyyidül istiğfar duasının Arapçasını, okunuşunu ve Türkçe anlamını sizler için derledik...

En makbul istiğfar

Şeddad bin Evs’den -radıyallahu anh- rivayete göre Nebiyy-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“İstiğfârın en üstünü kulun şöyle demesidir:

Okunuşu: “Allahümme ente Rabbî lâ ilahe illâ ente halaktenî ve ene abdüke ve ene alâ ahdike ve vâ’dike mes’tetâtü eûzü bike min şerri mâ sanâtü ebû’ü leke bi-nîmetike aleyye ve ebû’ü bizenbî fağfirlî feinnehû lâ yağfıruz-zünûbe illâ ente”

Anlamı: «Allah’ım! Sen benim Rabbimsin. Sen’den başka ibâdete lâyık ilâh yoktur. Beni Sen yarattın. Ben Sen’in kulunum. Ezelde Sana verdiğim sözümde ve vaadimde hâlâ gücüm yettiğince durmaktayım. İşlediğim kusurların şerrinden Sana sığınırım. Bana lutfettiğin nîmetleri yüce huzûrunda minnetle anar, günâhımı îtirâf ederim. Beni affet, şüphe yok ki günahları Sen’den başka affedecek yoktur.»”

Hz. Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz sözlerine devamla şöyle buyurur:

“Her kim, bu Seyyidü’l istiğfârı sevâbına ve fazîletine bütün kalbiyle inanarak gündüz okur da o gün akşam olmadan ölürse Cennetlik olur. Yine her kim, sevâbına ve fazîletine gönülden inanarak gece okur da sabah olmadan ölürse Cennetlik olur.” (Buhârî, Deavât, 2, 16; Ebû Dâvûd, Edeb, 100-101)

Bu duânın hulâsa-i meali:

“Ya Rabb, ben cürm ü kusurlarımı i’tirâf eylerim, tevbe ve istiğfar ederim, ni’metlerinin şükründen âcizim, beni afv ü mağfiret eyle” demektir.