Kortizol yüzü nedir? Gerçek mi, nasıl görünür?

Sosyal medyada yaygınlaşan “kortizol yüzü” kavramı, stresin yüz görünümü üzerindeki etkilerini yeniden gündeme getirdi. Uzmanlar, bu ifadenin tıbbi bir tanım olmadığını vurguluyor.

Son dönemde birçok kişi, aynaya baktığında yüzünde açıklayamadığı bir değişim fark ettiğini söylüyor. Yüz hatlarında dolgunluk, sabah saatlerinde belirginleşen şişkinlik ve yorgun bir ifade ile tanımlanan bu durum, sosyal medyada “kortizol yüzü” adıyla gündeme geliyor. Uzmanlar ise bu kavramın neyi ifade ettiğini ve hangi sınırlar içinde değerlendirilmesi gerektiğini açıklıyor.

KORTİZOL YÜZÜ TIBBİ BİR TANIM DEĞİL

Tıp literatüründe kortizol yüzü adıyla tanımlanmış bir hastalık ya da teşhis bulunmuyor. Bu ifade, uzun süreli stres yaşayan kişilerde ortaya çıkabilen bazı fiziksel yüz değişimlerini tanımlamak için kullanılan popüler bir anlatım olarak değerlendiriliyor. Yani kavram bilimsel bir teşhisi değil, gözleme dayalı bir durumu ifade ediyor. Ancak bu, anlatılan değişimlerin tamamen uydurma olduğu anlamına da gelmiyor.

YÜZDE FARK EDİLEN DEĞİŞİMLER NASIL TARİF EDİLİYOR

Bu kavram genellikle yüz hatlarının eskisine göre daha dolgun ve yuvarlak görünmesiyle ilişkilendiriliyor. Özellikle sabah saatlerinde göz çevresi ve yanaklarda belirginleşen şişkinlik, yüz ifadesinin dinlenmişten çok yorgun görünmesi, en sık dile getirilen özellikler arasında yer alıyor. Cilt bazı dönemlerde daha yağlı, bazı dönemlerde ise normalden daha hassas olabiliyor. Uzmanlara göre bu görünüm, kalıcı ve sabit bir tabloyu ifade etmiyor. Günlere hatta gün içinde saatlere göre değişkenlik gösterebiliyor.

STRES VE KORTİZOLÜN DOLAYLI ETKİLERİ 

Kortizol, vücudun stres anında salgıladığı temel hormonlardan biri olarak biliniyor. Kısa süreli streslerde yükselmesi normal kabul edilirken stresin uzun süre devam etmesi, kortizol seviyesinin de uzun süre yüksek kalmasına neden olabiliyor.

Uzmanlar, bu noktada kortizolün yüzü doğrudan şekillendirdiğini söylemenin doğru olmadığını vurguluyor. Yüksek kortizol seviyesi; vücutta su tutulumunu artırabiliyor, uyku kalitesini düşürebiliyor ve iştah ile kan şekeri dengesini etkileyebiliyor. Bu etkiler bir araya geldiğinde yüzde şişkinlik ve yorgun bir görünüm ortaya çıkabiliyor.

GÖRÜNÜM KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİYOR

Bu tablo tek tip bir yüz görünümünü tanımlamıyor. Yüz yapısı, cilt tipi ve yaşam düzeni kişiden kişiye farklı olduğu için ortaya çıkan görünüm de değişkenlik gösteriyor. Kimi kişide şişkinlik daha belirgin olurken, kiminde daha çok matlık ve yorgun ifade öne çıkabiliyor.

SIKLIKLA KARIŞTIRILAN DURUMLAR

Uzmanlar, bu görünümün sıklıkla adet döngüsü, tuzlu beslenme, uykusuzluk, hormonal dalgalanmalar ya da kullanılan cilt ürünleriyle karıştırılabildiğine dikkat çekiyor. Bu faktörlerin stresle aynı döneme denk gelmesi, yüzdeki değişimlerin daha belirgin algılanmasına neden olabiliyor.