Eskiden her tatlının bir zamanı vardı. Baklava bayramda, kadayıf düğünde, güllaç Ramazan’da, lokma kandilde, helva ölümde yapılıyordu. Başka gün birine lokma verseniz, “Hayırdır kandil mi?” diye şaşırırdı. Rivayete göre Hazreti Nuh’un gemisindekiler tufandan kurtuldukları gün ambarda kalan az sayıda zahire ve yemişi çıkarıp birbirine katarak bu tatlıyı yapmışlardı. Bu önemli olayın yanında aşureyi bizler için daha da anlamlı kılan; imam Hüseyin'in o gün şehit edilmesi var. Kerbela şehidi Hz. Hüseyin, on Muharrem'de şehit edilmişti. Bu sebeple hemen her cemiyette birbirine benzer şekilde aşure yapılıyor. İçine en az yedi çeşit katmaya da özen gösteriliyor. Lokma, helva gibi konu komşuya dağıtılıyor, bunun için de en az yedi kapı geziliyor.
OSMANLI’DA AŞURE GELENEĞİ
Helvacıbaşı tarafından pişirilen saray aşuresi için öncelikle Kilar-ı Has’tan gerekli malzeme verilip birkaç gün önceden hazırlıklara başlanıyordu. Sarayda pişirilen üç çeşit aşurenin tariflerinde; buğday, nohut, kuru fasulye, mısır, yeşil mercimek, az pişmiş pirinç, çiğ bulgur, ayva, elma, ceviz, çörek otu, badem, fındık, fıstık, fesleğen, karabiber, karanfil, kuru incir, kuru kayısı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuş üzümü, tarçın, çir, zemzem suyu ve şerbet kullanılıyordu. Geleneksel aşure ise buğdaylı, baklagilli, şekerli ve bol kuru üzümlü yapılıyordu. Bu temel tarif muhtemelen beş yüz yıl boyunca hiç değişmedi. Sarayda yapılan aşure ise doğal olarak en gözde olanıydı.
DİĞER MİLLETLERDE AŞURE AYI
Rumlar aşureye koliva derler ve yeni yılın ilk ayında bol bol pişirirler. Türklerden farklı olarak bakliyat yerine kuruyemiş koyuyor onlar. Kıbrıs Türkleri kolivayı kendi lehçelerinde golifa diyorlar. Hatta Kıbrıs’ta “Golifa gibi dağıtmak” diye tabir de vardır. Bir şeyi çarçur edene de “Golifa mı sandın?” denir. Ermeni aşuresi Rumlarınkine benziyor. Anuş abur (tatlı çorba) deniyor. Alevîler, Muharrem’in ilk 12 günü 12 imam orucu tutuyorlar. Sahura kalkılmayan, su içilmeyip et ve mahsullerinden kaçınılan ve gece yıldızlar görülene dek süren bu oruç günlerinin sonunda en az 12 malzemeden aşure pişiriliyor.
ANADOLU’DAKİ BOL GIDALI VE EN LEZZETLİSİ
Anadolu’da bazı yerlerde aşure cıvık yapılır, adına da aşure çorbası denir. Kazanlarla yapılıp herkese dağıtılır. Bol gıdalı ve lezzetli, ama pişirilmesi zor bir tatlıdır. Malzemesi farklı zamanlarda ve ayrı ayrı pişer. Usulünce zamanı geldiğinde karıştırmak, şekerini en son katmak, biraz daha pişirip sonra kaplara koymak gerekir. Şekeri fazla olursa tadından yenmez, az olsa bir şeye benzemez. Buğday, fasulye, nohut diri olsa, ağza gelir, tadı bozar. Eriyip gitse olmaz. Malzemeden birisi bulunmasa, neyin eksik olduğunu anlaşılmasa bile hissedilir.
Şefler gibi aşure yapmak için, olmazsa olmaz malzemeler ve tarifi…
Malzemeler (15 kişilik)
200 Gr Aşurelik Buğday
50 Gr Nohut
Tarçın
50 Gr Kuru Fasulye
80 Gr Kuru Üzüm
100 Gr Kuru İncir
80 Gr Kuru Kayısı
200 Gr Bütün Kavrulmuş Fındık 200grm
Bütün Kavrulmuş Çam Fıstığı
1 Adet Taze Nar
10 Gr Tuz
300 Gr Toz Şeker
60 Gr Kuş Üzümü
20 Gr Mısır Nişastası
10 Bardak Su
Yapılışı
Buğday, nohut, kuru fasulye, kuru incir, kuru kayısı ve kuru üzüm bir gün önceden soğuk suyla ıslatılıyor. Bir gün önceden ıslatılan tüm baklagiller ayrı ayrı kaplarda kaynatılarak aşure için hazırlanıyor. Meyveler ise sudan çıkartılarak beklemeye alınıyor.
10 bardak su tencereye alınarak kaynatılıyor. Kaynayan suya önce buğday ilave edilir ve özü çıkana kadar kaynatılıyor. Buğdayın özünün çıkması için kaynama suyuna az miktarda tuz ekleniyor. Sonra sırasıyla nohut ve kuru fasulye ekleniyor.
Tuz ve şeker ilave edilerek 20 dakika kadar daha kaynatılıyor. Meyveler de ilave edilerek kaynatılmaya devam ediliyor. Meyvelerin formunun çok bozulmamasına özen gösterin. Son olarak nişasta su ile açılır ve aşureye eklenerek, bir taşım kaynaması beklenir. Ocaktan indirilen aşure kaplara konup, dinlenmeye bırakılır. Süslemesi aşure iyice dinlendikten sonra yapılıyor. Böylece malzemelerin dibe çökmesi ve tat değiştirmesi önlenmiş olur. Afiyet olsun!
Daha Fazla Yorum Yükle
0 Yorum Yapılmış