Yamyamlık nedir
ensonhaber.com

Yamyamlık ifadesi türlerden birinin aynı türün bir diğer üyesinin tüm parçalarını ya da bir kısmını seksüel yamyamlığa ek olarak yemek amacıyla tüketmesi olarak zoolojiyi de kapsar.

Yamyamlık kelimesinin türediği Küçük Antiller’deki Karayip halkının 17’nci yüzyıla ait efsanelerinin kayıtları bu halkın yamyamlar olarak uzun süreli bir ün kazanmasını sağlamıştır. Gerçek yamyamlığın bu kültürde yaygınlığı ve bu efsanelerin gerçekliği üzerine tartışmalar mevcuttur.

DÜNYANIN BİRÇOK KISMINDA YAYGINDI

Yamyamlık geçmişte dünyanın birçok kısmındaki insanlar arasında yaygın bir durum olup, 19’uncu yüzyıldaki bazı izole Güney Pasifik kültürlerinde ve bugünkü tropik Afrika’nın bazı kısımlarında devam etmektedir. Yamyamlık Yeni Gine ve Solomon Adaları’nın bazı kısımlarında uygulanmış ve Melanesia’nın bazı kısımlarında et marketleri varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Yamyamlık nedir

SAVAŞTA KULLANILDIĞI DA OLDU

Yamyamlık özellikle Liberya ve Kongo gibi ülkelerdeki birkaç savaşta uygulanıp şiddetle kınanmıştır. 2012 yılı itibarıyla Papua Yeni Gine’de kültik sebeplerle ve çeşitli Melanesya kabilelerinin ritüelleri ve savaşta hala uygulanmaktadır. Yamyamlığın kültürel görecelik sınırlarının sınanması olduğu söylenmiş ve Antropologlar için “kabul edilebilir insan davranış sınırlarının ötesinin ne olup olmadığını tanımlamak” açısından tartışma konusu olmuştur.

SON ÇARE OLARAK GÖRÜLDÜ

Yamyamlık, modern zamanlarda dahil kıtlık çeken insanlar arasında son çare olarak sık sık uygulanmıştır. Donner Party’nin (1846-47) kötü bir şekilde sonuçlanan Westward keşfi ve daha yakın zamana ait bir olay olan 1972 yılındaki Uruguay rugby takımını Şili'deki bir turnuvaya taşıyan uçağın And Dağları'na çarpıp düşmesi sonucu kurtulanların, ölenlerin cesetlerini yemesi yamyamlığa birkaç örnekten biridir.

BİR KABİLENİN ADINDAN TÜRKÇEYE GEÇTİ

Yamyam kelimesinin, Orta Afrika'da yaşayan bir kabilenin adından Türkçeye geçtiği tahmin edilmektedir. Çoğu dilde kullanılan Caniba kelimesi kökeni ise Kristof Kolomb'un, 1492 yılında Amerika kıtasına ayak bastığında ilk karşılaştığı yerlilerin adını seyir defterine Caniba olarak kaydetmesinden gelir.

Yamyamlık nedir

İKİ TÜRDE YAMYAMLIK

Ünlü antropologlar Richard E. Leakey ve Lewin, yamyamlığın, açlığın giderilmesi veya karın doyurmaya yönelik olmadığını, gerçekte tinsel ve büyüsel nedenlerden kaynaklandığını savunur ve yamyamlığı iki türe ayırır. Bunlar, içe dönük yamyamlık (endocannibalism) ve dışa dönük yamyamlık (exocannibalism).

İÇE DÖNÜK YAMYAMLIK

İçe dönük yamyamlıkta, sadece akrabaların ve aynı kabileye ait olan ölülerin bedenleri veya yalnızca organları yeniyor. Örneğin, Güneydoğu Avustralya'da yaşayan Dieriler, ölen akrabalarının yüz, kol, bacak ve karınlarının yağlı kısımlarını yiyorlar. Bu toplum için geçerli olan inanca göre yağ, olağanüstü bir güce sahip olan ve yiyen kişiye geçen bir unsur. Böylece, ölünün özellikleri yine kabile içinde kalıyor.

Güney Amerika'da yaşayan bazı kabilelerde ise, kişinin özelliklerinin onun kemiklerinde gizli olduğuna inanılıyor. Bu nedenle de, ölülerini yaktıktan sonra kemiklerini öğütüp toz haline getiriyorlar ve bu tozu içkilerine karıştırarak içiyorlar.

Başka kültürlerde ise yamyamlık gizli dinsel topluluklara özgü gösteri oyunlarının bir parçası olarak görülürdü. Örneğin ABD'nin kuzeybatı kıyısı ile Kanada'nın güneybatı kesiminde yaşayan Kuvakiyutl yerlilerinde, içine yamyam ruhu giren bir rahip adayı, bir ölünün etini ya da canlı birinin kolunun bir parçasını yiyerek normal ruh durumuna dönerdi. Özetle, içe dönük yamyamlık ölü ile olan ilişkinin devamını sağlamak için uygulanıyor.

Yamyamlık nedir

DIŞA DÖNÜK YAMYAMLIK

Dışa dönük yamyamlıkta ise akraba ve kabile üyeleri değil, düşmanlar yeniyor. Bazı Güney Amerika yerlilerinde görülen bu adet, öldürülen kişinin katillerinden ileride intikam almaması için uygulanıyordu. Bunda da bedenin bazı kısımları yeniyordu.

Her iki tür yamyamlığın geçmişi de 200-250 bin yıl önceye uzanır.

FREUD’UN BAKIŞ AÇISI

Yamyamlık ile cinsellik arasında bağlantı kuran ünlü psikanalist Sigmund Freud, yemek ve sevişmenin birbirinden ayrılmayan iki faaliyet olduğunu iddia etmişti. Freud, cinsel eylemin gerisinde, bir başkasının gücüne ya da iktidarına sahiplenmek duygusunun olduğunu söylüyordu. Bu görüşlerini desteklemek için totem aşamasını örnek gösteriyor; bu aşamada klan kardeşlerinin bir araya gelerek sembolik babalarını öldürdüklerini ve onların etlerini yediklerini vurguluyordu. Ona göre, erkek kardeşler bunu babanın cinsel gücüne sahip olmak için gerçekleştiriyorlardı. Freud'a göre yamyamlıktan güç kazanmanın motoru cinsellikti.

ÖLÜLERİ YİYEREK NİTELİKLERİNE SAHİP OLACAKLARINI SANIYORLARDI

Bu konuyu inceleyen etnologlar ve antropologlar, yamyamlığın yaklaşık yarım düzine sosyal ve kültürel temeli olduğunu belirtirler. Bu nedenlerin başında dini seremoni ve ritüeller geliyor. Örneğin, bazı yamyam toplumlarda ölüye saygı, onun cesedini yemekle özdeşleştirilir. Bu toplumların inançlarına göre, ölen kişi için en saygın mezar yeri yaşayanların bedenleriydi. Bazı toplumlarda ise ölüleri yiyerek sadece onu daha iyi saklayacaklarını değil, aynı zamanda onun niteliklerine de sahip olacaklarını düşünüyorlardı.

Yamyamlık nedir

GÜNEY AMERİKA’DA HALA VAR

Bugün Güney Amerika'da, ormanların içinde yaşayan ve sayıları hızla azalan Guayaki (Paraguay) ve Yanomami (Venezuela) yerlileri arasında yamyamlık geleneği hala uygulanmaktadır.

MODERN DÖNEMLER

1972 yılında Uruguay rugby takımını Şili'deki bir turnuvaya taşıyan uçak, And Dağları'na çarpıp düştü. 3800 metre yükseklikte mahsur kalan 40 kişiden 16 tanesi, aylarca soğuğa ve açlığa karşı mücadeleyi kendi ölü arkadaşlarının etini yiyerek verdiler.

1979'da bir askeri darbeyle koltuğunu kaybeden Orta Afrika Cumhuriyeti Devlet Başkanı Jean Bedel Bokassa, çıkarıldığı mahkemede çok sayıda siyasi cinayetin yanı sıra yamyamlıkla da suçlandı. Diktatörün özel malikanesindeki buzdolabında insan eti parçalarına rastlanmıştı.

Milwaukee canavarı olarak tanımlanan Amerikalı Jeffrey Dahmer, çoğu zenci çocuk olmak üzere 17 genci öldürmüş ve etlerini buzdolabında saklayarak yemişti. Mahkeme tarafından 999 yıl ağır hapis cezasına çarptırılan Dahmer, daha sonra kapatıldığı hapishanede çıkan bir isyan sırasında diğer mahkûmlarca öldürüldü.