ensonhaber.com

Türkiye tarihi seçimlerini geride bıraktı.

Hükümet, Cumhuriyet'in 100. yılında 'Türkiye Yüzyılı' parolasıyla kolları sıvadı.

Muhalefette ise seçim hezimetinin etkileri sürüyor.

Partilerde değişim rüzgarları eserken bu rüzgara en büyük desteği muhalif gazeteciler veriyor.

Belli isimler çıktıkları her yayında, yazdıkları her yazıda, bağlandıkları her programda muhalefeti acımasızca eleştiriyor.

Bu eleştirilerin hedefinde ise ana muhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu var.

Kılıçdaroğlu'nun, istifa taleplerine kulaklarını tıkamasıyla bu eleştiri dozları artış gösterirken akıllara bu gazetecilerin seçim öncesinde yaptıkları destek açıklamaları geldi.

Fatih Portakal: Aptallık ettik

Kılıçdaroğlu'nu en sert şekilde eleştirenlerin başında ise Sözcü TV Ana Haber'in sunucusu Fatih Portakal geliyor.

Portakal seçimden önce sık sık muhalefete destek açıklarken, ana haber ekranlarından Kemal Kılıçdaroğlu'na da açıkça oy vereceğini ifade etmişti.

Bundan yaklaşık 1 ay önce "Oyum Kemal'e" diyen Fatih Portakal, seçimin kaybedilmesi ile sert eleştirilerine ve istifa çağrılarına başladı.

Portakal, daha önce yaptığı açıklamalar için ise "Aptallık ettik." dedi.

Fatih Altaylı eleştiride acımadı: Eşek benzetmesi

Portakal'a benzer eleştiriler seçim süreci boyunca Habertürk ekranlarında muhalefetin sözcülüğüne soyunan Fatih Altaylı'dan da geldi.

Seçimin ikinci turundan önce kanallar bağını kopartan Altaylı katıldığı yayınlarda ve şahsi internet sitesinde eleştirilerini art arda yapıyor.

Seçim sürecinde şişme anketleri örnek göstererek "Kılıçdaroğlu seçimi kazanıyor" diyen Altaylı'nın seçim sonrasında en acımasız eleştirisi ise, "Eşek koysan yine bu oyu alırdı." oldu.

"Terk edilmiş kimsesiz çocuklar gibi bizi yalnız bıraktınız"

Seçimden sonra Kılıçdaroğlu karşıtı olan bir diğer muhalif isim Uğur Dündar oldu.

Dündar, Kılıçdaroğlu'na desteğini hiç gizlemeden seçim süreci boyunca adeta propaganda yaparken seçim sonrası işler değişti.

Yenilgiden sonra Kılıçdaroğlu'nun ilk katıldığı Sözcü TV'deki yayında karşısında Dündar vardı.

Dündar, Kılıçdaroğlu'na canlı yayında yüklenirken, "12 gün boyunca size gönülden destek veren, kazanacağınızı ümit ederek, tüm çabalarını sergileyen yurttaşlarımızı, seçmenleri, bir iki meslektaşımızla kısa görüşme dışında, adeta cami avlusuna terkedilmiş kimsesiz çocuklar gibi bizi yalnız bıraktınız, niçin bunu yaptınız?

Seçim gecesi istifa ediyorum diyebilirdiniz, demediniz. 12 gün boyunca seçmenleri yalnız bıraktınız. Niçin bunu yaptınız?" ifadeleri dikkat çekti.

İsmail Saymaz'dan Kılıçdaroğlu'na: Bırak artık

Muhalif kesimin en ateşli savunucularından İsmail Saymaz da seçimden sonra değişenlerden...

Seçimden önce Kılıçdaroğlu'nun her mitingine katılan, vaatlerini, performansını ve her adımını öve öve bitiremeyen Saymaz da seçim kaybedilince sert bir Kılıçdaroğlu muhalifi oldu.

Saymaz, CHP'de kurultay öncesi genel başkanlık çalkantısı sürerken Kılıçdaroğlu'nun aday olmaması gerektiğini belirterek her fırsatta "Artık bırak" uyarısında bulunuyor.

Emin Çapa'dan liderlik eleştirisi

Muhalif cephede Emin Çapa da Kılıçdaroğlu'nu hedef alan isimlerden biri oldu.

Seçim gecesi ANKA verilerine göre Kılıçdaroğlu'nu önde göstererek gece sonunda muhalif seçmende büyük bir hayal kırıklığına neden olan Halk TV'nin sunucularından biri olan Çapa, daha o gece Kılıçdaroğlu'na sırt çevirenlerden biri.

Çapa, Kılıçdaroğlu'nun 2 seçim gecesinde de yeterli liderlik performansı göstermediğini belirterek, "Çok zor bir döneme giriyoruz onun için liderlik çok önemli. O liderliği seçim gecesinde görmedik, 14’ünde de görmedik. Kimse kusura bakmasın, siyasi liderlerden 14’ü gecesi de 28’i gecesi de benim çok anlatacağım şeyler var ama şu an değil. Soğukkanlılığımızı korumak istiyorum, sonrasında konuşacağız. Hepimizin bildiği şeyler var, o gece biz o liderliği görmedik." ifadelerini kullanmıştı.

Kılıçdaroğlu'ndan gazetecilere: Kalemini satanlar

Tüm bu eleştirilerden sonra ise ilk grup toplantısına çıkan Kemal Kılıçdaroğlu, kendisini eleştiren gazetecileri hedef aldı.

Ağır ifadeler kullanan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

"Kalemi eline alıp önyargılarıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kalemini satmayan, onurlu gazetecilik yapan haklı eleştirilerini yazan bütün gazetecilere saygım vardır."