Türk ve Moğol göçebelerin kurganları keşfediliyor

İstanbul ve Moğolistan Devlet üniversiteleri iş birliğinde yürütülen "Atlılar Kültürü" başlıklı arkeoloji kazı projesinin bu yılki ayağında çalışmalara başlandı.

Türk ve Moğol göçebelerin kurganları keşfediliyor

İstanbul Üniversitesi ile Moğolistan Devlet Üniversitesi'nin iş birliğinde sürdürülen “Atlılar Kültürü” adlı arkeolojik kazı projesinin bu yılki çalışmaları Moğolistan’da başladı. İlteriş Vakfı'nın ana sponsorluğunda yürütülen kazılar, Tuv ilinin Altanbulag ilçesindeki Şovh Uul Dağı ile Tuul Nehri havzasında yer alan Orta Çağ dönemine ait göçebe mezar ve anıt alanlarında gerçekleştiriliyor. Bu yıl kazıların tamamlanması hedefleniyor.

Kazı alanlarından biri de, Arhangay bölgesinde yer alan ve Uygur Kağanı Moyen Çor’un anıtına komşu kutsal tepe Bor Ovoo. Bu alanda, Tunç Çağı’ndan 13. yüzyıla kadar uzanan dönemlere ait beş adet kurgan (yapay mezar tepesi) kazılıyor.

İKİ ÜLKEDEN ORTAK BİLİMSEL EKİP

Kazıların Türk tarafındaki yürütücüleri arasında İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Kürşat Yıldırım, Doç. Dr. Elvin Yıldırım, Dr. Ferhat Çiftçi ve Şeyma Sapma yer alırken, Moğol ekibin başında Doç. Dr. Ulziibayar Sodnom, Prof. Dr. Erdene Myagmar ve araştırmacı Tsenguun Ganbold bulunuyor.

KUTSAL TEPE BOR OVOO VE ATALAR KÜLTÜ

Kazı Başkanı Prof. Dr. Kürşat Yıldırım, Bor Ovoo’nun tarih boyunca kutsal kabul edilen bir alan olduğuna dikkat çekerek, "Burası yalnızca Moyen Çor’un yazıtının bulunduğu anıt alanın yanı başında yer aldığı için değil, aynı zamanda binlerce yıl boyunca dini törenlerin yapıldığı kutsal bir tepe olarak da önem taşıyor" dedi.

“Bor” kelimesinin Moğolcada “kahverengi”, “Ovoo”nun ise Türk ve Moğol kültürlerinde kutsal taş yığınları anlamına geldiğini belirten Yıldırım, tepenin hem tarihsel hem kültürel olarak saygı gören bir yer olduğunu vurguladı:

Milattan önce 2000 yılından 13. yüzyıla kadar uzanan mezar tiplerine burada rastlıyoruz. Bunların bir kısmı anıtsal nitelikte, atalar kültü çerçevesinde törensel amaçlarla yapılmış. Burası, bozkırın eski kült merkezlerinden biri.

TARİHİ SENTEZ: TUNÇ'TAN ORTA ÇAĞ'A UZANAN KÜLTÜREL SÜREKLİLİK

Yıldırım, kazılarla birlikte bölgedeki mezar mimarisini belgelemek, insan ve hayvan kalıntılarını analiz ederek ölü gömme gelenekleri hakkında bilgi edinmek istediklerini belirtti. “Kazılardan elde edilecek buluntular, bozkır toplumlarında ölüye verilen değeri, sosyal statüyü ve dönemler arası kültürel devamlılığı gösterebilir." dedi.

Kurganlardan çıkarılabilecek çanak çömlek, tunç ve demir malzemelerin eski Türk kültüründeki bütünlük anlayışını da destekleyeceğini kaydeden Yıldırım, “Bu veriler aynı zamanda Sibirya ve İç Asya’daki kültürel etkileşimleri ortaya koymamıza olanak tanıyacak.” diye ekledi.

MOĞOLLARLA BİLİMSEL İŞ BİRLİĞİ

Prof. Dr. Yıldırım, Moğolların güçlü bozkır arkeolojisi geleneğine sahip olduğunu belirterek, “Moğol bilim insanları hem teorik hem pratik olarak sahayı çok iyi tanıyorlar. Bu nedenle onlarla yapılan ortak çalışmalar, bizim arkeologlarımız açısından büyük bir öğrenme fırsatı sunuyor." dedi.

Türkiye’de bozkır arkeolojisine yönelik ilginin sınırlı olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bu kazılar, Türk bilim insanlarını da sahaya yönlendirmek için önemli bir örnek oluşturuyor. Ortak yayınlar, projeler ve bilimsel diyaloglar, geleceğin arkeolojik araştırmalarının temelini oluşturuyor." değerlendirmesinde bulundu.

ESERLER MOĞOLİSTAN'DA KORUNACAK

Kazılarda ortaya çıkarılacak eserlerin Moğol makamları tarafından envantere alınarak koruma altına alınacağını belirten Yıldırım, “Sergilenmesi uygun görülen eserler Moğol müzelerinde yer alacak. Türkiye'de sergilenmeleri ise oldukça zor, çünkü bu tür tarihi eserlerin yurtdışına çıkarılması hem maliyetli hem de risklidir.” ifadelerini kullandı.

MOĞOLİSTAN: ESKİ TÜRK ARKEOLOJİSİNİN KALBİ

Gelecek yılki kazı planlarına da değinen Yıldırım, “Moğolistan, Türk tarihinin en erken izlerini barındırıyor. Orhun Vadisi ve Ötüken, eski Türk devletlerinin merkeziydi. Bu nedenle Moğolistan, eski Türk arkeolojisi için eşsiz bir coğrafya.” dedi.

İki farklı bölgede yürütülen kazıların sonucunda elde edilecek buluntular, bilimsel raporlarla Türkçe, Moğolca ve İngilizce olarak yayımlanacak. Kazıya destek veren ana sponsorlar arasında İlteriş Vakfı ile Kanca El Aletleri Dövme Çelik ve Makine Sanayi A.Ş. de bulunuyor.