Toplumun yüzde 40’ı epilepsi hastası ile evliliğe karşı
DHA

Kronik nörolojik bir hastalık olan ve halk arasında sara hastalığı olarak bilinen epilepsi, beyinde bulunan nöronlarda ani ve kontrolsüz deşarjlar nedeniyle meydana geliyor. Epilepsi nöbeti sırasında hastada kısa süreli de olsa istemsiz kasılmalar, duyusal değişiklikler ve bilinç değişiklikleri gerçekleşiyor.

8 Şubat Dünya Epilepsi Günü kapsamında Türk Epilepsi ile Savaş Derneği’nin gerçekleştirdiği araştırmada, 1 milyon epilepsi hastasının olduğu ülkemizde epilepsiye karşı büyük bir önyargı ve bilgisizliğin hakim olduğu ortaya çıktı. 5 yıldır sürdürülen “#EpilepsiİçinBak Farkındalık Kampanyası” sayesinde, epilepsi hakkında halk arasındaki bu yanlış tutumda bir nebze düşüş gözlense de, araştırmanın 2021 yılı sonuçları, epilepsiyle ilgili toplumda hala yüzlerce yıllık geçmişe dayanan yanlış inanışların devam ettiğini ortaya koydu.

Toplumun yüzde 40’ı epilepsi hastası ile evliliğe karşı

"2018'E GÖRE İLERLEME KAYDEDİLDİ"

Türk Epilepsi ile Savaş Derneği Başkanı Prof. Dr. Naz Yeni, epilepsi hastalarının sosyal sorunlarının çok fazla olduğunu vurgulayarak, “Bu konu ile ilgili 5 yıldır bir kampanya yürütmeye çalışıyoruz. Epilepsili bireylerin tıbbi sorunları var, biz doktorlar ve sağlık çalışanları bunlarla ilgilenmeye çalışıyoruz ama sosyal sorunlarını çözmekte yetersiz kalıyoruz. Anket yoluyla halka 'Patron olsanız epilepsili bir bireyi çalıştırmak ister misiniz?' diye sorduğumuzda her 4 kişiden 1’i hayır dedi. Bu oran 2018'de her 5 kişiden 1’i şeklindeydi. Bir miktar düşmüş ama hala bir önyargı var. Maalesef epilepsili hastalar hem engelli statüsüne giremiyorlar, devletten de destek alamıyorlar hem de iş bulma sorunu yaşıyorlar.” dedi.

Toplumun yüzde 40’ı epilepsi hastası ile evliliğe karşı

10 KİŞİDEN 4'Ü EPİLEPSİ HASTASI İLE EVLİLİĞE KARŞI

Epilepsi hastası bireylerin evlilik konusunda da büyük sorun yaşadığını belirten Prof. Dr. Yeni, toplumun neredeyse yarısının epilepsi hastası bireylerle evliliğe sıcak bakmadığını söyledi.

2018'de 10 kişiden 6'sı kendisi ya da bir yakınının epilepsi hastası bir bireyle evliliğine karşı çıkacağını söylerken, bu yıl bu oranın her 10 kişiden 4’ü şeklinde çıktığını ifade eden Prof. Dr. Yeni, "Bir de vatandaşlarımız epilepsinin zeka sorununa yol açacağını sanıyor. Evet böyle epilepsi formları da var ama o hastaların beyninde büyük bir hasar söz konusu. Buna bağlı hastada hem epilepsi hem başka bir sürü sorun oluyor. Oysa epilepsinin kendisi doğrudan zeka problemine yol açmıyor. Ama maalesef halkımız epilepsinin bir zeka problemi yarattığına inanıyor. Toplumun üçte biri rahatlıkla epilepsinin zeka geriliğine neden olduğunu düşünüyor." dedi.

Epilepsi bulaşıcı ve kovid gibi bir enfeksiyon hastalığı olmadığını belirten Yeni, "Bu hastalardan uzak durmamız gerekmiyor. Ama 2018’de toplumdaki her 100 kişiden 8'i epilepsinin bulaşıcı olduğuna inanırken, şimdi bu oran 6'ya düşmüş olsa da halen böyle düşünenlerin olduğunu görmek açısından önemli.” ifadelerini kullandı.

Toplumun yüzde 40’ı epilepsi hastası ile evliliğe karşı

"ATEŞ DÜŞÜRÜCÜLERE DİKKAT EDİLMELİ"

Epilepsi hastalarının nasıl beslenmesi gerektiğiyle ilgili de çok yanlış tutumlar olduğunu belirten Prof. Dr. Yeni, her şeyden sakınarak kişinin hayatını zehire çevirmemek gerektiğini söyledi.

Özellikle çocuk ve genç epilepsi hastalarında yasaktan ziyade, ölçülü olmaya dikkat edilmesinin yeterli olacağını ifade eden Yeni, "Greyfurt suyu çok meşhurdur bu konuda. Bir de nar suyu. Evet bazı epilepsi ilaçları ile etkileşime girebiliyor bunlar. İlacın kandaki düzeyini azaltabilir ya da artırabilir ama yoğun tüketilmedikten sonra sorun yok. İlaç etkileşimleri epilepsi hastaları açısından en önemli konu. Doktorlarına danışmadan ilaç kullanmalarına asla tavsiye etmiyoruz. Mutlaka bir tedavi görmeleri gerekiyorsa, hekimleri ile iş birliği içinde olmaları lazım. Evet yeni nesil epilepsi ilaçları diğer ilaçlarla daha az etkileşime giriyor ama biz biliriz ki bazı antibiyotikler nöbet tetikleyebiliyor. Onlardan kaçınırız." şeklinde konuştu.

Ateş düşürücüler konusunda da uyarılarda bulunan Prof. Dr. Yeni, "Ateş düşürücüler konusunda hastalarımızın çok dikkatli olması gerekiyor. Biz, hastalarımızın düz parasetamol içerikli ateş düşürücüler dışında başka bir ilaç almalarını sakıncalı buluyoruz. İçinde psödefedrin gibi katkı maddeleri olan birtakım ateş düşürücü ilaçlar, nöbetleri tetikleyebilir. O nedenle basit parasetamol kullanılmaları gerekiyor.” dedi.

Haber Kaynağı: Demirören Haber Ajansı (DHA)